Çağlayan, Türkiye'nin 2007 yılında 107 milyar dolarlık ihracat ile ''Yüzler Kulübü''ne girdiğini anımsatarak, şöyle devam etti:
''Bu yıl bizim ihracatımız 100 milyar doları bulur tahmin ediyorum. Geçen yıla oranla 32 milyar dolarlık bir eksi olacak. Bu nereden geldi ona bakıyoruz ve şunu görüyoruz. 2008 yılının ilk 9 ayında Avrupa'ya yaptığımız ihracat 54 milyar dolar, yılın tamamında 64 milyar dolar yapmıştık. 2009 yılının aynı döneminde Avrupa'ya yaptığımız ihracat 32 milyar dolar. Arada 22 milyar dolarlık fark ilk 9 ayda var. Bunu diğer aylara eskale ettiğiniz zaman öyle gözüküyor ki AB'ye olan ihracatımız yaklaşık 30 milyar dolarlık bir kayba uğrayacak. Ama biz Avrupa'daki pazarları başkalarına kaptırarak bu rakamı düşmedik. Avrupa'daki talep daralmasının ortaya çıkartıldığı bir husus. Bizim başka gelişmiş ülkelere olan ihracatımızda da düşüş var. Örneğin Amerika, geçen yılki ihracatın yarısı şu anda. Kayıp olan pazarları, Afrika başta olmak üzere Orta Asya oralarda telafi etmeye çalışıyoruz.''
-''BREZİLYA ZİYARETİ İHRACATI ARTTIRDI''-
Devlet Bakanı Çağlayan, ihracat açısından dış ülkelere yaptıkları ziyaretlerin büyük faydalarını gördüklerini vurgulayarak, ''Brezilya'ya gitmeden önce aylık ihracatımız 27 milyon dolardı, şu anda ortalama 40-45 milyon dolara ulaştı'' diye konuştu.
İhracatta, ''Pazarda tutunma ve yeni pazarlar bulma'' konuları üzerinde durduklarını anlatan Zafer Çağlayan, ''Avrupa'yı kolay kazanmadık. Avrupa, Türk özel sektörünün, sanayisinin, ihracatının gelişmesinde çok önem arz ediyor'' diye konuştu. ''Türk sanayisinin ithalatı, kaliteli ürün olmadığı için yaptığı'' ifadesinin Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'a ait olmadığını bildiren Çağlayan o ifadenin raporu hazırlayanlara ait olduğunu öne sürdü.
Bakan Çağlayan bu tartışmaya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
''Kendi sanayimizi biliyorum, Ankara'yı, Türkiye'yi biliyorum, sanayi envanterini yaptık onu biliyorum. Türk sanayinin rekabet gücü son derece gelişmiş durumda. İşte Avrupa bunun en büyük göstergesi. Biz, Avrupa'ya yaptığımız ihracatta, otomotiv, demirçelik, beyaz eşya, tekstil, konfeksiyon gönderiyoruz. Bunların hepsi sanayi ürünleri, bunların kalitesi olmazsa Avrupa'ya satabilir misiniz? Başka yerlere satabilirsin anlarım, ama Avrupa bana göre kalite anlamada çok önemli bir göstergedir. Hani bir şeyi 'test etti onaylandı' denilir ya Avrupa ve Amerika'ya yapılan ihracat bunun göstergesidir.
Türk sanayisinin değişim ve dönüşüme ayak uydurması şart, uyamayan zaten gidiyor, tabi bir seleksiyon var. Eğer kur, faiz ve finansman desteği bunlar zamanında yapılsaydı bugün bizim ihracatımız 100 değil 160 milyar dolardı. Niye öyleydi iddia ederek söylüyorum. Burada ihracatta kur çok önemli 2002 yılı ile bugünkü kur aynı kur.''
-''REKABETÇİ BİR KUR OLMASI GEREKİR''-
Devlet Bakanı Çağlayan, ihracatçı açısından ''Rekabetçi bir kurun'' olması gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:
''Tabiki yüksek kur da sıkıntı getirir ve rekabetçi olmayan ithalatı destekleyen bu kur ister istemez Türkiye'de üretim-kur uygulamasından dolayı daha pahalıya geldi. Tabiki girdilerdeki maliyetleri gözardı etmiyorum bunu da saklamanın anlamı yok. Ama burada asıl bu işin anası kurdur. Yani 7 yıl önce bir dolar 1.5 liraydı, bir kalemi bir dolara satıyordunuz bugün yine bir dolara satıp 1.5 lira alıyorsunuz aradan geçen 7 yıl içinde nereden bakarsanız bakın girdi maliyetleri, Türk lirasının değer kazanması bunun bir kere çok net göstergesi. İhracatçı kendine uygun bir kur politikası yakalayabilseydi. Tabi bunun anası yine faizden geliyor, bugün iddia ile söylüyorum, ihracatımız çok yüksek seviye gelmişti. Onu veya bunu suçlamak için söylemiyorum, tespitimi yapıyorum. Bunları söylerken de bunları kitaptan, defterden okumadım. Ben işin mutfağından geliyorum. Buna katılan var, katılmayan var. O konudan sonra Eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel başta olmak üzere bir çok kişi benim görüşlerimi destekledi. Bir kısım insanlar da onlar biraz faiz politikalarından yana olan insanlardır. Onlarda benim görüşlerime aksi yönde görüş belirttiler. Ama görüş belirtenlerin hangi biri bir işçi çalıştırdı, bir kuruşluk, bir centlik bir ihracat gerçekleştirdi, ne karar yatırım gerçekleştirdiği onu sormak lazım. Ben işin mutfağından geliyorum hem yatırım yaptım hem ürettim, ihracatı ithalatı yaptım.''
''Ben ihracatçılara cengaver gözü ile bakıyorum'' diyen Devlet Bakanı Çağlayan, ''Bundan sonra sadece mal değil hizmet ihracatı da bizim için son derece önemli, hizmet ihracatı dünyada geçen yıl 3,7 trilyon dolar olarak gerçekleşti ve Türkiye bu alanda 34 milyar dolarlık ihracatla 27. sıraya yükselmişti. Yeni nesil bir ihracat stratejisine ihtiyacımız var, bu konu üzerde çalışıyoruz bunun çeşitli parçaları olacak. Parçalarından biri işte yakında açıklayacağız'' dedi.
Kaynak: Lojiport