Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Demiryolu / DEMİRYOLUNUN 2010A SARKAN SORUNLARI

DEMİRYOLUNUN 2010A SARKAN SORUNLARI

DEMİRYOLUNUN 2010A SARKAN SORUNLARI27.01.2010

Doğal beklenti, yeni bir yıla girerken umutlar, hayaller, beklentiler gibi olumlu düşüncüleri sıralamaktır. Ne yazık ki, taşımacılık sektörü olarak 2010’a bu duygularla giremiyoruz. Elbet, bu kötümser bakışın önemli bir bölümü 2008 sonu ve 2009’da yaşadığımız küresel krizden kaynaklanmaktadır. Ancak, olayı yalnızca küresel krizle tanımlamak, ülkemizin özgün koşullarından kaynaklanan sorunları görmemek var olan sorunlarımızın çözümlenmesine yönelik görüş ve katkıda bulunma olanağını da yitirmek demektir. 2009’un 2010’a devrettiği sorunları birbiri ardına vurgulamak, 2010’daki görevlerimizi de bize hatırlatmış olacaktır. Bu köşe yazısında çoğunlukla demiryolu taşımacılığı üzerine görüşler belirtildiği için yine demiryolu öncelikli sorunları ele alacağız. İsterseniz çözüm bekleyen sorunlarımızı sıralamaya başlayalım…

Demiryolu sistemi açısından serbestleşmeye yönelik yasal düzenlemelere halen başlanmadı. Ne zaman bu konuda adım atılacağı konusunda da bir bilgi yoktur. Taslak düzenlemelere ilişkin DTD dahil diğer sivil toplum kuruluşlarından alınan önerilerin ne ölçüde gündeme alındığı ve taslakları zenginleştirme açısından yararlanıldığı bilgisinin kamuyla paylaşılması beklenmektedir.

10.Ulaştırma Şurası’nın koyduğu hedeflere ulaşabilmek açısından yük öncelikli demiryolu yatırımlarının planlanması ve uygulamaya sunulması gerekmektedir. Bu kapsamda öncelikli projeler ve bunların zamanlaması açıklanmalı ve bu projelerin hayata geçmesi için gerekecek kaynakların bütçe planlamasının yapılması şarttır.

Önemli bir sorun olan Van Gölü geçiş sorunu ne yazık ki, 2010 yılında da taşınmıştır. Bu konuda yeni yılda ivedi çözüm getirilmesi gerekmektedir.

Modlar içi ve arasındaki haksız fiyat rekabeti nedeniyle demiryolu taşımacılığı 2008 ve 2009’daki Pazar kaybını hızla kapatamazsa vagon sahibi firmalar büyük sorunlarla karşılaşacaklardır. Olumlu büyüme trendine giren özel demiryolu yatırımları bu nedenle yıllarca geriye gidecektir. Vagon sahibi firmaların sorunları büyüteç altına alınmalı ve bu sektörün yaşaması için gereken önlemler belirlenmelidir.

Özellikle Avrupa hattında karayolu taşımacılığının karşılaştığı engellemeler nedeniyle ortaya çıkan sorunları aşma açısından gelecek vaad eden demiryolu kombine taşımacılığı halen desteklenmemektedir. Son iki yıldır her fırsat ve platformda dile getirdiğimiz tonaj teşviki halen geri verilmemiştir. Bu nedenle, önemli bir şans yaratacak bu alternatif giderek yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Yurt içinde tehlikeli madde taşımacılığını düzenleyecek demiryolu tehlikeli madde düzenlemesi R.İ.D. halen yasalaştırılmamıştır. Bu alandaki karayolu düzenlemesi en azından bir yönetmelikle ele alınmıştır. Demiryolu için gerekli adımların da 2010 yılında hızla atılması gereklidir.

Demiryolu güvenliği açısından, 2008 ve 2009 yılında karşılaştığımız olumsuz olayların ortadan kaldırılmasına yönelik önlemlerin hızla alınması gerekmektedir. 2023 hedeflerine ulaşmada demiryoluna güvenin sağlanması öncelikli adım olmalıdır.

Marmaray nedeniyle Gebze-Haydarpaşa ve Sirkeci-Halkalı hattının ne zaman kapatılacağı, dolayısıyla Tekirdağ-Derince Feribot işletmeciliğinin ne zaman başlayacağı bilgilendirilmesi acilen yapılmalıdır.

Sera gazlarının azaltılmasına yönelik ulaştırma sektörü açısından ne gibi özel önlemler alınacağı, bu alanda demiryolu taşımasının özendirilmesi açısından ne gibi teşviklerin gündeme getirileceği sektör kuruluşları tarafından merakla beklenmektedir.

Kullanılmış vagon ithalatı önündeki önlemlerin ortadan kaldırılması, hatta ithalatın teşvik edilmesi önemli bir sorun olarak gündemde bulunmaktadır.

Samsun-Kavkas hattının acilen açılması ve Karadeniz üzerinden demiryolu taşımasının önünün açılmasının hızlandırılması sorunları önümüzde durmaktadır.

Eminim, bu sorunları çoğaltmak mümkündür. Ancak, çözüme nereden başlarsak başlayalım ileri bir adım atmış olacağız. Bu açıdan bir kere daha kamu ve özel sektör olarak birlikte düşünmeyi, birlikte çalışmayı denemeliyiz. Sonuçta, hep birlikte kazanacağız veya kaybedeceğiz. Biz kazanmak için her türlü özveriye hazırız. Ancak, böyle olursa 2009’un hırslarını 2010’da önemli ölçüde giderebileceğimize inanıyorum.

 

Mete TIRMAN/ UTA Dergisi