Krizin etkisiyle daralan tüketim, yatırım harcamaları ve yavaşlayan ekonomik aktiviteye bağlı olarak ithalatımız hızla daralmıştı. İthalatımız yüzde 30 daralırken, ihracatımız yüzde 22 gerilemişti. Bu rakamlar, dolar cinsinden ve cari fiyatlarla derlenen ithalat ve ihracat rakamları. Aslında, ihraç ve ithal ettiğimiz mal miktarına baktığımızda, yine düşüşler görüyoruz ama yukarıdaki kadar büyük rakamlar değil. Yine Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre 2009 yılında ihracat ve ithalat miktar endekslerindeki düşüşler, sırasıyla yüzde 7,5 ve yüzde 12,5. Böylece, dış ticaret açığımız da cari açığımız da hızla gerilemişti.
Canlanma yaşanmaya başlandı
Bu yılın ilk üç ayına ilişkin dış ticaret rakamları ile ilk iki aya ilişkin miktar endeksleri açıklandı. Söz konusu rakamlar, ihracatımızın yıllık ilk iki ayında kötü bir performans gösterdiğini; mart ayında biraz canlanma olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, ithalatın ihracata göre çok daha hızlı arttığını söylemeliyiz. Ocak-şubat aylarına ait ihracat verileri, ihracatımızın yerinde saydığını gösteriyordu. İhracat miktar endeksi de fiyat artışlarını bir kenara bırakırsak, ihracatın aslında yüzde 8-9 gibi gerilediğini ortaya koyuyordu. 2008 yılının ilk aylarında, daha önce görülmedik şekilde altın ihracatı yapılmıştı. Altın ihracatını bir kenara koyarak bakarsak, ihracatımız, 2008 yılının ilk iki ayında yerinde saymıştı. Mart ayında, ihracatta yüzde 20'yi aşan bir hızlanma gözleniyor. Henüz ihracat endeksleri yayımlanmadığı için tam olarak ihracatın miktarında ne kadar artış olduğunu, yüzde 22'nin ne kadarlık kısmının fiyat artışlarından kaynaklandığını bilemiyoruz; ama ihracat performansında bir canlanma olduğu muhakkak.
Martta ithalat yüzde 43 arttı
Kriz sırasında Avrupa Birliği'ne (AB) olan ihracatımızın payı gerilemişti; krizin etkileri ortadan kalktıkça, AB bölgesinin ihracattaki ağırlığı yeniden eski seviyesine geldi. Diğer taraftan, özellikle AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerine yapılan ihracatta belirgin bir gerileme gözleniyor. Tabii bu rakamlarda, geçen yılki altın ihracatının etkisini unutmamak gerekiyor. İthalatta da benzer bir ivmelenme görülüyor ancak ithalat, ihracatın aksine, yılın ilk iki ayında da hızlı artıyordu; mart ayında daha da hızlandı. TÜİK'in ithalat rakamları, yılın ilk iki ayında yüzde 27 artışa işaret ediyor; miktar endeksleri de bu artışın üçte ikisinin daha çok mal ithal edilmesinden, üçte birinin de ithal ettiğimiz malların fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını ortaya koyuyordu. Mart ayında, ithalatın artışı yüzde 43'ü buldu. İthalatı en fazla artan sektörler dayanıklı ve yarı dayanıklı mallar ile sanayide kullanılan ara malları. Her ikisi de iç talebin canlılığına işaret ediyor.
Rakamlar 2008 yılından uzak
Yatırım harcamaları ile güçlü ilişkisi olan yatırım malı ithalatı, diğer gruplardan daha az artış gösteriyor. İthalatımız da ihracatımız da artıyor; ancak ihracatımızdaki artış ithalatın çok altında kalıyor. 2010 yılı daha çok iç tüketime bağlı bir büyümenin yaşandığı yıl olacak. Net ihracatın büyümeye katkısı ise negatif olacak gibi görünüyor. Söz konusu artışlara rağmen ithalatımız da ihracatımız da henüz 2008 düzeylerine ulaşamadı. 2012 başlarından önce 2008 seviyelerini yakalamamız mümkün olmayabilir.
Referans