KENYAYI KONYA YAPALIM

KENYAYI KONYA YAPALIM05.05.2010

Eski Dış Ticaret Müsteşarımız ve yeni Kenya Büyükelçimiz, dostum Tuncer Kayalar'dan mektup var.

Türk işadamlarına çağrıda bulunarak "Gelin Kenya'yı Konya yapalım" diyor.
Müsteşarlığı sırasında ağır hastalık geçirmesi pahasına defalarca Afrika ziyaretleri yaparak Afrika'da ihracat hamlesi başlatan zamanın Dış Ticaret Müsteşarı bugün Kenya Büyükelçimiz.

Büyükelçilik görevine başlar başlamaz, uluslararası siyasetin yanı sıra uluslararası yatırım ve ticaret konularında da hayli aktif. Elbette Dış Ticaret Müsteşarlığı görevinde elde ettiği deneyimlerden yola çıkarak ülkemizi temsil ettiği Kenya ile Türkiye arasında bir yatırım ve ticaret köprüsü kurmak istiyor. Doğrusu da bu. Yıllardır dış ticaret konuları yazarım ve yazılarımda sıklıkla bu konuya değinir, "Dışişleri personelimizin tamamı dış siyaset anlamında Türkiye'yi temsil ederlerken aynı zamanda bulundukları ülkeyle ülkemiz arasında bir ticari bağ da kurmak durumunda olmalıdırlar" derim.

Dışişleri'nin snob, katı, mesafeli yapısı, her ne kadar dış ticaretin sempati, sıcaklık, samimiyet kıvraklık gerektiren yanı ile ters düşse de artık zorunludur.

Dışişleri personelimiz, ‘snob, katı, mesafeli' ifadelerimden lütfen alınmasınlar.

Alınmasınlar, zira Dışişleri'nin siyasi yapısı zaman zaman snob, katı ve mesafeli olmayı gerektirmektedir. Ancak günümüz uluslararası ilişkileri dış siyaset ile dış ticareti harman etmiş ve artık iç içe bir hale getirmiştir. Bu gereklilikten yola çıkarak her dışişleri personeli artık iki şapkası olduğunu bilmeli ve kolayca kullanabilme becerisinde olmalıdır.
Sanırım, Kenya Büyükelçimiz Sayın Tuncer Kayalar, Dışişleri personeli içerisinde her iki şapkayı da taşıyan ve kolayca kullanabilen ilk büyükelçimizdir.
 
Bakın mektubunda ne yazıyor:
 
"Yabancı ülkelerin Afrika kıtasına yapmış oldukları ihracatın artış hızında Türkiye, Çin'in hemen arkasından geliyor. Bununla birlikte, Türkiye'nin bu coğrafyalarda kalıcı olabilmesinin yegâne şartının yatırımlardan geçtiğini de bilmemiz gerek. Afrika ülkelerine yapılacak her türlü üretim, istihdam ve gelirine Türkiye olarak sağlanacak bu tür katkılar o ülkelerin ülkemizden yapacakları alımların artmasına da vesile olacaktır".

Bu, çok yerinde bir tespit. Yatırım ve ticaret iç piyasada da olsa, dış pazarlarda da olsa basit anlamda bir ‘alışveriş'tir. Almak istiyorsan vereceksin, veriyorsan karşılığını alacaksın. Bu noktada hemen bir müdahalem söz konusu olacak. Aman yanlış anlaşılmasın, Sayın Büyükelçi'nin bu daveti işyerlerini Türkiye'de kapatarak gidip Kenya'da yatırım yapmak düşüncesinde olanlara değil. Bu davet Türkiye'de işleri iyi olan, burada kabına sığamayan, uluslararası firma olmaya hazır yatırımcılarımız için.
 
Devam ediyor Sayın Büyükelçi:
 
"Türkiye olarak, prestij yatırımlarına el atmamız gerek. Naoribi'de mutlak surette 5 yıldızlı otel ve rezidans kulelerinden oluşan, altında alışveriş ve iş merkezleri bulunan yapılara ihtiyaç var ve Türk yatırımcıları bu işleri Türkiye'de fevkalade yapıyorlar. Bu becerimizle Kenya'ya girmemiz gerekiyor ve burada bu tür kaliteli yapılara talep var ve alıcıları da hazır. Müteahhitlik sektörü genelde Çinlilerin elinde. Taahhüt işine girebilmek için finansmanı da beraber getirmek gerekiyor. Bunun için Eximbank'ın orta ve uzun vadeli kredi mekanizmalarını harekete geçirmemiz gerekiyor. BOT modelini harekete geçirerek havaalanı ve diğer büyük yatırımlara girebilme imkânlarımız yüksek" diyerek sadece yatırımlar konusunda bilgi vermiyor, kaynak sağlama konusunda da yol gösteriyor Sayın Kayalar.
 
Yatırım alanları bu kadarla sınırlı değil elbette. Bakın daha ne bilgiler veriyor Sayın Kayalar:
 
"Enerjide acil jeotermal ve rüzgâr enerjisi yatırım ihtiyaçları var. Jeotermal sondaj riskini devlet yüklenmiş, buharı buluyor ve yabancı yatırımcıya tahsis ediyor. Organik tarım ve tarıma dayalı sanayiler bir diğer yatırım alanı. Domates üretimi ve domates salçası fabrikası, mısır tarımı ve mısırözü fabrikası gibi yatırımlara aç bir ülke. Ülkede çay ve kahve üretiliyor fakat dış pazarlarda rekabet edemiyor. Çünkü bu tür üretimin paketleme yönü zayıf ve şiddetle paketleme tesislerine ihtiyaç var. İnşaat ve yan sanayi yatırımlarına çok uygun bir ülke. PVC ürünleri, alüminyum profil, hazır beton, tuğla, briket fabrikalarına acil ihtiyaç var. Tekstil ve deri ürünleri iki önemli sektör. Makine halısı ve ev tekstili konularında Türkiye'den yatırımcı bekliyor."
 
Söyledikleri bu kadarla sınırlı değil, dahası var:
 
"Konuya sadece Kenya olarak bakmayın. Kenya, Doğu Afrika'nın kalbi ve bu bölgeye açılan en önemli kapı.‘Bu bölge' derken kastettiğim Kenya ile birlikte Tanzanya, Uganda, Rwanda ve Brundi ile birlikte üyesi olduğu Doğu Afrika Topluluğu'dur. Topluluk 1 Temmuz itibariyle serbest ticaret anlaşması alanı oluşturuyor ve 130 milyon nüfuslu bir pazar niteliği kazanıyor. Kenya aynı zamanda tercihli ticaret alanı olan COMESA'nın da üyesi ve Doğu Afrika Topluluğu ile birlikte 500 milyon nüfuslu büyük bir pazar".

Kenya Büyükelçimiz Sayın Kayalar, özetle Türk yatırımcısını Kenya'ya bekliyor. "Gelin buraya yatırım yapın, beraberce Kenya'yı, Konya yapalım, her iki güzel ülke de kalkınsın" diyor.
 
Sayın Kayalar'ın verdiği bilgileri ve yatırım davetini, Dışişlerimizde bir başlangıç, bir değişim ve harika bir örnek değerinde görüyor ve kendisini kutluyorum.

Başka ülkelerdeki büyükelçilerimiz de dilerlerse bulundukları ülkelerdeki yatırım ve ticaret imkânlarını bana yazabilirler ve ben de ülkemiz yatırımcıları ve okurlarımla memnuniyetle paylaşabilirim.
Kaynak: Referans