Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Havayolu / KENDİ UÇAĞIMIZI YAPMA ZAMANIMIZ GELDİ

KENDİ UÇAĞIMIZI YAPMA ZAMANIMIZ GELDİ

KENDİ UÇAĞIMIZI YAPMA ZAMANIMIZ GELDİ16.06.2010

Kendi uçağımızı yapma zamanımız geldi  Havacılıkta gerçekleşen büyümenin kendilerine tarihi bir sorumluluk yüklediğini söyleyen Binali Yıldırım, "Kendi uçağımızı kendimiz yapma hayalimizi artık hayata geçirme zamanı gelmiştir, geçmektedir" dedi.  İstanbul Teknik Üniversitesi'nde (İTÜ) düzenlenen 'Türk Bölgesel Yolcu Uçağı Çalıştayı'nda 'yerli uçak' üretimi konuşuldu. Çalıştayda bir konuşma yapan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, uzay ve havacılığın büyük ekonomilerin, büyük devletlerin vazgeçilmez bileşeni olduğunu söyledi. Havacılık sektörünün dünya milli gelirinin yüzde 8'ine sahip olduğunu dile getiren Bakan Yıldırım, dünyada taşınan yükün tonaj olarak yüzde 1'inin, değer olarak yüzde 35'inin havayoluyla taşındığını ve havacılık sanayinin yüksek istihdam, ileri teknoloji ve yüksek katma değer üreten bir niteliğe sahip olduğunu ifade etti.

Binali Yıldırım, dünyada yaklaşık 2 bin civarında havayolu işletmesi bulunduğunu, 25 bin uçak, 3 bin 700 civarında da havaalanı bulunduğunu belirterek, 2008 yılı verilerine göre 28 milyon tarifeli uçuşla 2 milyar yolcu taşındığını kaydetti.

Sektörün 2050 yılına kadar büyüme eğiliminin yüzde 5-6 düzeyinde olacağını, bunun da gelecek 20 yılda mevcut filo kapasitesini bir kat daha artıracağını gösterdiğini belirten Yıldırım, ayrıca mevcut araçların yenilenmesi bir yana 30 bin yeni uçağın devreye gireceğini bildirdi.

TÜRKİYE'NİN 2023 HAVACILIK VİZYONU
Yıldırım, pazar büyüklüğünün 3.2 trilyon dolara ulaştığını ve insansız bir altyapıya doğru değişim eğiliminin görüldüğünü belirterek, şöyle konuştu: "Kapasite ve tasarım olarak uçak dizaynlarında çeşitlilik artmaktadır. Bireysel uçakların yanı sıra 1000 kişilik uçaklar yapılmaktadır. AB tek hava sahası, akıllı hava sahası ve süper hava koridorları gibi yeni konseptler ortaya çıkmaktadır. Sektör, insan ve çevre odaklı çözümlere entegre edilmektedir. Uzayı yaşanabilir kılacak çözümler aranmaktadır. Uluslararası transit niteliğe sahip 2023 hedeflerimize göre Türkiye'de 60 milyon ve üzeri kapasiteye sahip en az bir havaalanı, 30 milyon kapasiteye sahip en az 3 havaalanı, toplam ticari olarak 750 orta ve büyük gövdeli uçak, 400 milyona yakın havayolunu kullanan yolcu, her il ve her büyük merkeze havaalanı, pilotsuz uçuş altyapısı, akıllı sistemler kurulması, turizm ve ilk yardım amaçlı helikopter ağı, en az bir büyük kargo alanı, havaalanlarının esnek, estetik, ergonomik ve güvenli dizaynı, elektronik yazılım donanımı ve üretim altyapısıyla entegre yan sanayi altyapıları, uçak organize sanayi bölgelerinin yapılması, sivil amaçlı helikopterler ve insansız hava aracı imalatı, turizm ticaret ve endüstri merkezlerinin diğer ulaşım türleriyle entegre halde birbirine bağlanması, bulunduğunuz her noktadan hangi yöne giderseniz gidin her 50 kilometrede bir küçük, her 100 kilometrede bir orta ve büyük ölçekli havaalanına erişim seçeneği, yayla, göl ve adalara erişim imkanı, Akdeniz, Ege ve Karadeniz ülkelerine yönelik kümelenmiş yolcu ve yük ulaşım altyapısı, uçağa binmeyen vatandaşımızın kalmaması 2023 vizyon ve hedeflerimizin havacılık sektöründeki bazı başlıklarını oluşturuyor."

GELİNEN NOKTA DESTANDIR
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla birlikte havacılığa, demiryoluyla birlikte özel önem veriliğine işaret eden Yıldırım, "Cumhuriyetin ilk yıllarında oluşan bu farkındalık ve yapılan çalışma, eğer akamete uğramadan devam ettirilebilseydi, Türkiye bugün başa güreşen ülkelerden biri olurdu. Havacılıkta bunu pek ala başarabilirdi, ancak o veya bu nedenle maalesef bütün teşebbüslerin devamı getirilememiş. En fazla birikimimiz olan alanda en az yol aldık" diye konuştu.

"Havacılıkta, işletmecilikte geldiğimiz yer, adeta bir destandır. Dünya havacılığının yüzde 4-5 büyüdüğü bir dönemde Türkiye, havacılıkta bir destan yazmıştır. Bütün tahminleri altüst eden bir büyüme gerçekleştirilmiştir" diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu büyüme bize tarihi bir sorumluluk getirmektedir. O sorumluluk artık geçmişte başladığımız, devamını getiremediğimiz kendi uçağımızı kendimiz yapma hayalimizi, projemizi artık hayata geçirme zamanı gelmiştir, geçmektedir. Bunun için her şey var. Heyecan, birikim, siyasi irade, kararlılık var. Üniversite var. Sanayi bunu yapmaya muktedirdir. Proje geliştirme, Ar-Ge yapma kabiliyeti vardır. O halde vakit durmak değil, hareket etme zamanıdır. Bu çalıştay da bu hareketin başlangıç noktasıdır. Bunun başarılması için bütün şartların mevcut olduğu görülüyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihine altın harflerle yazılacak bu projenin ülkemize hayırlı olmasını dilerim."

Yıldırım, bir yandan işletmecilik ve havacılık altyapısını geliştirmeye devam ederken, sivil havacılık idaresinin uzay ve uydu politikasının da daha net şekilde belirlenmesi gerektiğini söyledi. Uçak yapmanın yetmeyeceğini, yapılan uçukların dünyada tanınması ve sertifikasyonunu da Türkiye'nin yapar hale gelmesi gerektiğini dile getiren Yıldırım, bunun başarılamaması halinde geçmişte yaşanan kötü tecrübelerin bir tekrarının bugün yaşanmasının muhtemel olduğuna dikkati çekti.
Geliştirilecek uçak ve uçak aksamlarının testleri ve belgelendirilmesi işlemlerinin mutlaka Türk sivil havacılık idaresi tarafından yapılabilmesi gerektiğini belirten Yıldırım, bunun altyapısının geliştirilmek zorunda olunduğunu ifade etti. Yıldırım, ayrıca bu belgelendirmelerin uluslararası geçerliliğinin de sağlanması işinin en önemli noktalardan biri olduğunu kaydetti.

70-100 KİŞİLİK UÇAKLA BAŞLAMAK
"Mevcudun üzerine kendi rengini, fikrini, düşüncesini nasıl ilave ederiz" anlayışıyla bu projeyi ele almanın daha faydalı olacağı düşüncesinde olduklarını dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti: "O halde belki bir mevcut lisansla devam etmek, ispat edilmiş 70-100 kişilik uçmuş bir uçakla başlamak, daha sonra bütün sertifikalandırmaları, yetkilendirmeleri dünyaca kabul edilebilir şekilde gerçekleşmiş bir projeyle paralel yürütmek, böylece hem arazide yetişen insan gücü, hem Ar-Ge personeli, hem de yapılıp çalışabilen bir ürünü kısa sürede devreye sokmak, bu anlayışla işe başlayacağız. Çalışmalar başlamıştır. Bu konuda gerek Milli Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, özel sektör ve üniversiteler de bu heyecanı, isteği görüyoruz. Bu da bizim cesaretimizi arttırıyor." 

Kaynak: Transport