Stratejist Yılmaz Aktar, korsanlığın küresel bir vaka olarak küresel deniz ticaretinde önemli duraksamalara sebep olmasına karşın küresel bir sorun olarak görülmeyişinin olaylardaki tırmanışı sürdürdüğünü açıkladı.
1856'ya kadar hukukta yer alan ‘deniz korsanlığı'nın tarihte kaldığı, günümüzde ise 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'nde tarif edilen ‘deniz haydutluğu' ve ‘silahlı saldırı' olaylarının dünyanın çeşitli bölgelerinde yoğunlukla geminin yükünün çalınması veya acımasız tip olarak gemi personelinin öldürülüp denize atılması, filikayla denize salınması sonrasında geminin boyası ve yük evrakları değiştirilerek gemi ve yükün satılması veya Somali kıyılarında çoklukla görülen gemi, yük ve personelin alıkonup, fidye ile serbest bırakılması şeklinde cereyan ettiğini belirten Stratejist Yılmaz Aktar, korsanlığın küresel bir vaka olarak küresel deniz ticaretinde önemli duraksamalara sebep olmasına karşın küresel bir sorun olarak görülmeyişinin olaylardaki tırmanışı sürdürdüğünü açıkladı.
Yılmaz Aktar şunları söyledi: "Deniz haydutluğunun önemli bir tehdit olmaktan çıkarılabilmesi, tehdidin doğasına ve ortamın gereklerine uygun genel ve uygulanabilir bir stratejinin geliştirilebilmesine bağlı görülüyor. Yirmi yıldır iç savaş ve açlık içinde, yok denecek bir ekonomiye sahip olan Somali'ye uluslararası toplumun etkin bir yardım ve destekte bulunması gerekiyor. Gittikçe daha da kötüleşen durumun, işsiz balıkçıları, işadamlarını ve askeri personeli, deniz haydutluğu gibi bir ortak çıkış yolu noktasında birleştirdiği görülüyor."
Deniz ticaretini etkiliyor
Deniz haydutluğu olaylarının maliyetini hesaplamaya ilişkin sistematik bir çalışmanın henüz yapılmadığını ifade eden Yılmaz Aktar, IMB'nin deniz haydutluğunun denizcilik sektörüne ortalama yıllık maliyetini 1-1.6 milyar ABD Doları civarında olarak açıkladığını söyledi.
Deniz haydutluğunun ve yapılan silahlı soygunların gemi sahiplerini, yükün sahiplerini, gemiyi kiralayanları, taşıyıcıları, sigortalama faaliyetlerini olumsuz etkilediğini belirten Yılmaz Aktar şöyle devam etti: "Bu durum, bir yandan uluslararası deniz ticaretini, dolaylı olarak da uluslararası barış ve güvenliği olumsuz etkiliyor. Aden Körfezi'ne alternatif olarak Ümit Burnu'nun kullanılması, geminin sürat durumuna göre seyir süresinin 12-21 gün uzaması, seyir mesafesinin yaklaşık 6500 deniz mili ve sefer maliyetinin yaklaşık 300.000 dolar artması anlamına geliyor."
Yılmaz Aktar, "Somali kıyılarında güvenlik konusunda her ne tedbir alınırsa alınsın, Somali'nin politik durumu iyileşip ülkeye barış gelmedikçe, insanlar için uygun çalışma fırsatları oluşmadıkça bu önemli deniz ticareti rotalarında deniz haydutluğunun önlenemeyeceği değerlendiriliyor" dedi.
Kaynak: Referans