Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Dünyadan / DÜNYA ÜZERİNDEKİ EN ZORLU LOJİSTİK ORTAMI GERÇEĞİ

DÜNYA ÜZERİNDEKİ EN ZORLU LOJİSTİK ORTAMI GERÇEĞİ

DÜNYA ÜZERİNDEKİ EN ZORLU LOJİSTİK ORTAMI GERÇEĞİ30.06.2010

ABD Temsilciler Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış İlişkiler Alt Komitesi, Afganistan’da konuşlanmış ABD birliklerine malların fiziki olarak dağıtımı yapılırken aynı zamanda yaşanan yolsuzluk ve harç toplama durumlarını bütün çıplaklığı ile ortaya koydu.

Warlord Inc ( benzetme yapılırsa Savaşın Efendisi A.Ş.) olarak başlık verilen raporda bölgede lojistik hizmet verenlerle ilgili olarak gerçeklerle ilgili ayrıntıları verirken, ABD Savunma Bakanlığınca kamyon firmalarına yapılan ödemelerin eninde sonunda Taliban tarafınca ele geçirilebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Konuyla ilgili tartışma, Ev Sahibi Ülke Kamyon Taşımacılığı ( Host Nation Trucking) diye nitelenen ve sekiz Afgan, Amerikan ve Orta Doğu kaynaklı firmalara bölüştürülmüş 2.16 Milya Dolarlık kontratla ilgilidir. Bu kontrat, bölgedeki ABD birliklerine dağıtılan malların ve malzemelerin % 70’ine kamyon taşımacılığı sağlamakta ve bu da ayda 6.000-8.000 arasında kamyon seferi anlamına gelmektedir.

Afganistan’daki ABD ve NATO birliklerine gönderilen malzemelerin miktarı muazzam seviyelere ulaşmaktadır. 2009 yılında günde 1.1 galonluk akaryakıt gerekirken, yüklenicilerin uçakları 187,394 ton kargo taşımıştır. Bu miktar, karayolu ile bunun 10 katının taşınmış olması gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, bunun yanında devede kulak kalmakta ve bu neredeyse toplam taşınan malların % 80’ini oluşturmaktadır.

Burada karşılaşılan tehditler aynı ölçüde ciddidir. Ana tedarik hatları askeri üsleri, güneyde Pakistan’la ve kuzeyde Kırgızistan dahil Orta Asya ile bağlamaktadır. Güneydeki tedarik hatları, en son olayda 30 kamyonun yanıp altı kişinin ölmüş olduğu üzere isyancıların saldırılarına açık durumda kalırken, kuzeydeki seçenekler daha güvenli gözükse de, buradaki geçişlerde de politik olarak istikrarlı olamayan idarecilerle muhatap olunması söz konusudur.

Bölgeye havayolu ile sevkiyat en hızlı ancak maliyetli bir tedarik yolu hattı olup, burada askeri olmayan uçaklar için ciddi kısıtlamalar söz konusudur ( yüklenicilerin kargo uçaklarına sadece dört havalimanı açıktır).

Afganistan içindeyken tüm malzemeler iki merkezden dağıtılmakta (Kuzeyde Bagram ve güneyde Kandahar havaalanları olmak üzere). Her ne kadar helikopterlerle bazı hareket seçenekleri olsa dahi, şartlar, tonaj kısıtlamaları ve maliyetler karayolu ile taşımayı zorunlu kılmaktadır. Bu da tedarik hatlarındaki konvoyları bir kere daha saldırıya açık duruma sokmaktadır.

Bunun üzerine bir de dağıtım merkezlerinde işlem kapasitesinin bulunmaması eklenmektedir. Bazı durumlarda yapılan bir araştırmaya göre, Kandahar havaalanında kamyonların yüklerini boşaltmak için haftalarca beklemiş olduğu öğrenilmiştir. Bu faktörler bir yetkilini Afganistan’ı "Dünya üzerindeki en zorlu lojistik ortam” olarak tarif etmesine neden olmuştur.

Bu, ABD’nin birliklerine tedarik sağlamak için harcadığı 2 Milyar Dolarla ilgili soruşturmanın arka planını yansıtmaktadır. Alt Komite işin başında bu operasyonun tehlikelerle dolu olduğunu ancak bunun hiçbir şekilde kontrat gerçeklerini temize çıkarma anlamına gelmeyeceği yönünde düşünce açıkladı.

Alt Komitenin raporuna göre, kamyoncu firmalarla yapılan kontratın doğası gereği, bu koşullar altındaki bir ortamda yolsuzluk olma ihtimalini kaçınılmaz kılmaktadır. Kontrat şartlarından önemli bir tanesi, yüklenicinin taşıdığı kargonun güvenliğini kendisinin sağlamasını öngörmektedir. Bu genellikle mahalli Afgan güvenlikçiler tarafınca sağlanıp, konvoyların silahlı güvenliğini üstlenmektedir. Raporda 300 kamyonluk bir konvoyun, ağır makinalı tüfek ve roketatarlarla donanmış 400-500 kişilik bir muhafız gerektirdiği belirtilmektedir.Bir konvoy güvenlik komutanı, kamyonların güvenliği için mühimmata ayda yaklaşık 1.5 Milyon Dolar harcadığını belirtmiştir.

Ancak bu hikayenin sadece bir parçasını oluşturmaktadır. Soruşturmaya göre, bu HNT kontratı için çalışan güvenlikle ilgili taşeronlara, nüfuz sağlamaya yönelik olarak merkezi Afgan hükümetiyle rekabet içinde olan mahalli savaşçı aşiretlerin reisleri ve milis liderleri de dahil olmaktadır. Çoğu defa güvenliklerini sağladılarını ileri sürerek kamyonculara baskı yaparak ekstradan haraca bağlamakta, bunu ödemeyi kabul etmeyenlere saldırıda bulunmaktadırlar. Pratikte herkes ödeme yapmaktadır. Rapor ayrıca, her ne kadar elle tutulur kanıt bulabilmiş olmasa da, bu aşiret reislerinin güvenli geçiş için Talibana ayrıca ödeme yaptığına da değinmektedir.

ABD’nin HNT yüklenicilerine yapmış olduğu büyük çaplı ödemeler üzerindeki kontrolünün olmamasına sadece bunlar bir gösterge değildir. Ödemelerin ayrıca Afgan hükümeti yetkililerininde de yolsuzluğu kamçıladığına inanılmaktadır. Yüklenicilerden biri, bölgelerinden geçen araçları için her bir vali, polis şefi ve askeri birime 1000 ila 10.000 Dolar ödeme yaptığını söyledi.

Raporda ayrıca, opersyonlarda kullanılan özel güvenlik güçleri ile ilgili ciddi denetim eksikliğine değinilmektedir. Tabi ki, çıkış ile varış arasında hiçbir ABD askeri personeli ne olduğuna dair bilgi sahibi değildir. Bu şekilde silahlar ve güvenlik birimlerinin davranışları üzerinde herhangi bir kontrolün olamayacağı ve bu şekilde ölüm olaylarının soruşturulamayacağı sonucuna varılabilir. Savunma Bakanlığı’nın uygulanabilir mevzuat yönüyle burada herhangi yaptırım uygulayamayacağı tespiti yapıldı.

Komite, ABD güçlerinin, tedarik zincirlerini korumaktan çok Talibanla yaptığı savaşa odaklanması bağlamında, HNT kontratlarının birçok açıdan başarılı olduğunu kabul etse de, bu yapılanmada acil bir dizi değişiklerin yapılması konusunda önerilerde bulundu.

Bu önlemler içinde, kamyoncuların, imkanlarının tamamen el vermemesi nedeniyle güvenlik işlerini üstlenen taşeronları denetleme rolünü yerine getirememe işinin sorumluluğunun üstlenilmesi sayılabilir. 

Ayrıca, Savunma Bakanlığı’nın, yolsuzluklar üzerindeki etkileri, Afgan güç-siyaset ilişkileri ve ekonomik etkileri de dahil olmak üzere, HNT kontratlarının ‘istenmeyen sonuçları’ açısından kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi önerisinde bulunulmuştur.

Bu raporda daha yüksek düzeyde görünürlüğün amaçlanmış olması, operasyonların yönetiminde elin daha çok taşın altına konmasını gerektirecektir. Rapor genel anlamda, askeri üsler gibi belli noktalar dışındaki alanlarda ne olduğu ile ilgilenilmediğini sergileyerek, bu kafa yapısının ters tepeceği ve son bağlamda bunun NATO’nun savaş amaçlarına zararı dokunacağı izlenimini vermektedir.
 
Kaynak: Transport Intelligence