Avrupa'yı Asya'ya bağlayan doğu ile batı arasında bir köprü, üç tarafı denizlerle kaplı yarımada, enerji projelerinde ve enerji yollarında en çok adı geçen, jeopolitik önemi vurgulanan, ticaret yollarına tarihi boyunca ev sahipliği yapmış ülke, Türkiye. Bu pencereden bakınca Türkiye bu olumlu özelliklerini katma değere dönüştürmede ne derece etkin bir rol oynuyor?
Bu soruyu sormamın nedeni, bu soruya cevap veren bir sektörün ve bu sektördeki katma değeri arttıran bir eğitimin varlığı; lojistik. Lojistik Yönetimi Konseyi'nin tanımına göre lojistik, müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere her türlü ürünün, servis hizmetinin ve bilgi akışının, ilk üreticiden tüketildiği son tüketiciye kadar olan tedarik zinciri içindeki hareketinin etkili ve verimli bir şekilde planlanması, uygulanması, taşınması, depolanması ve kontrol altında tutulmasıdır. Tedarik zinciri ise hammadde temini yapan, onları ara mal ve nihai ürünlere çeviren ve nihai ürünleri müşterilere dağıtan, üretici ve dağıtıcıların oluşturduğu bir ağdır. Bu bağlamda tedarik zinciri daha geniş bir alanı oluştururken, lojistik ve lojistik yönetimi bu alanda etkinliği arttıran tüm karar, planlama ve uygulamalardan oluşur.
Bu tanımlara yer vermemin nedeni Türkiye'nin coğrafi olarak elinde bulundurduğu lojistik avantajları biraz da olsa vurgulamak. Türkiye'de artık İstanbul Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesi gibi seçkin üniversiteler başta olmak üzere birçok üniversitede lojistik bölümleri mevcut. Bu bölümden mezun olan öğrenciler ise genel olarak iktisadi idari bilimler fakültesinin derslerinin yanı sıra istatistik, matematik ve güncel teknolojik lojistik uygulamaları yakından takip edebilecekleri bir alt yapıya sahip oluyor. Zaten lojistik sözcüğü mantık ve istatistik sözcüklerinin bir karmasından meydana gelmektedir. Üniversitelerde sayıları artan lojistik bölümleri, sektörde sayıları hızla artan lojistik şirketlerinin ve Türkiye'de gerçekleştirilen büyük ölçekli enerji ve ulaşım projelerinin sayıları ile paralellik göstermektedir.
Özellikle enerji, perakende ve hızlı tüketim alışkanlıkların olduğu mevcut olduğu her sektörde lojistik faaliyetler son derece önemli bir rol oynar. Sabah kahvaltınızı yaparken elinize aldığınız gazetenin size ulaşma hikâyesi veya İzmir'den İstanbul'a veya Paris'e yollamak istediğiniz bir kargonun yerine, zamanında ve en düşük maliyetle ulaşma macerası tüm tedarik zincirini ve lojistik faaliyetleri harekete geçiren hayatımızın parçası olan süreçlerdir. Sabah evden işe giderken bile (özellikle İstanbul trafiğine çıkıyorsanız) biraz daha uzun ama tenha olduğunu bildiğiniz arka sokaktan iskeleye varıyor, oradan feribotu yakalıyor ve karşı tarafa ulaşıp taksiyle işinize ulaşıyorsanız; birçok lojistik faaliyeti siz de hareket geçirmiş sayılırsınız.
Türkiye bu bağlamda hava, deniz ve kara ulaşımının bir arada yapılabildiği intermodal lojistiğe olanak sağlayan yani yükleme ünitelerinin bir taşımacılık modundan bir diğerine transferini kolaylaştıran teknolojilere sahiptir. Ancak Türkiye'de yapılan bir limanın, hava alanının veya tren yolunun hangi yollarla birbirine bağlanacağı ve hangi problemlere cevap verdiği sadece yerel sorunlarla sınırlanmamalı, küresel ticaret ağı içinde düşünülmelidir. Çünkü Türkiye uluslararası ticaretin ve ticaret yollarının önemli bir parçası veya diğer değişle dünya tedarik zincirinin güçlü bir halkasıdır.
Son yaşanan küresel krizden lojistik sektörü de derinden etkilenmiştir. Bu kriz lojistik sektörünün finans piyasası ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi için çok önemli bir fırsat yaratmıştır. Kurlardaki, petroldeki ve ulaşım maliyetlerindeki oynaklık sektördeki kar marjlarını ve piyasadaki oyuncuların piyasa paylarını olumsuz etkilemiştir. Bu yüzden lojistik tabanlı çözümlerdeki minimizasyon ve maksimazyon sonuçlarında sapma gözlenmiştir. Bu yüzden gelecek yıllarda, lojistik finansmanın esnekleşmesi ve girdi fiyatlarındaki risklerin minimize edilmesi sektörün finansal sorunlarla daha güçlü şekilde mücadele etmesini sağlayacaktır. Bu yüzde lojistik sektörünün dünya ticaretinin sürdürülebilir büyümesinin devamı için lojistik finansmanına daha çok önem vermesi gerekecektir.
Sonuç olarak lojistik günlük hayatımızdaki olağan süreçlerden, en karmaşık küresel ticari faaliyetleri kapsayan bir ağ içindeki sorunları çözmede kullandığımız tüm karar, planlama ve uygulama süreçlerinin bütünüdür. Bu bağlamda Türkiye'nin dünya ticaretinde sahip olduğu göreli coğrafi üstünlük, bu sektörün ihtiyaçlarını karşılamak üzere özel olarak yetişen genç üniversitelilerle katma değer üretme sürecinde daha önemli bir yere gelecektir. Beklediğiniz bir bilginin, malın veya hizmetin size zamanında ulaşmaması, piyasada bulunmaması veya istenilen kalitede bulunmamasının nedenlerini ve çözümleri size lojistik açıklar ve bu sorunları çözer. Bu yüzden lojistik nefese benzer ve ancak kesilince hissedilir.
Kaynak: Dünya