Tekirdağ’a karayolu ve demiryolu bağlantılarının sağlanmasıyla giderek önemli bir liman haline gelen Akport, büyümek için yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor.
Marmara’nın tercih edilen bir limanı olmak için kolları sıvayan Akport, tüm kısıtlayıcı engellere rağmen önümüzdeki üç yıl içerisinde limanın toplam kullanılabilir alanını 5 katına çıkarmaya hazırlanıyor. Büyük limanların karlılık oranlarının daha yüksek olduğunu vurgulayan Akport Limanı Genel Müdürü Serdar Sözeri, büyüme planları ile ilgili olarak şunları kaydetti: “Hedefimiz Marmara’da tercih edilen bir liman olmak. Biz bu hedefi büyümeyi öngörerek koyduk. Yatırımlarımız devam ediyor. Demiryolunu tamamladık. Karayolu ve demiryolu bağlantısı ile liman hizmetini sunabilecek yeterliliğe sahip olacağız. Şu anda Marmara’nın demiryolu bağlantısı olan tek özel limanıyız. Bu da bize büyük bir avantaj sağlayacak. 2011 ve sonrasında da bazı büyüme planlarımız var. Şu anda 14 bin m2 olan limanımızın kullanılabilir alanını 60 m2’ye kadar çıkartmak istiyoruz. Alanın büyümesi lazım çünkü elleçlemede yetersiz kalıyor. Bunu sağladığımız takdirde limanın geri sahasını ciddi şekilde büyüteceğiz. Özellikle depolama ve antrepo konusunda ciddi talepler alıyoruz. Bizim ise şu anda liman sahasına antrepo yapacak alanımız yok. Bunların oluşturulması gerekiyor. Bu projemizi üç yıl içerisinde tamamlamayı planlıyoruz.”
Konteyner taşımacılığına hazırlanıyor
Akport Limanı’ndan Ro-Ro ve kuru yük taşımacılığının devam ettiğini belirten Sözeri, yakın bir zamanda konteyner taşımacılığı da yapacaklarını kaydetti. Sözeri, ”Sevkıyatlar çeşitleniyor. Bununla birlikte yakın bir zamanda konteyner taşımacılığını da Akport Limanı’ndan gerçekleştireceğiz. Liman faaliyetlerini tam anlamıyla bütünleyecek bir faaliyet olacak. Bunun için de artık gün sayıyoruz. Bugüne kadar Tekirdağ ve Trakya çevresinde konteyner taşımacılığı istenilen seviyede değildi. Bunun istenilen seviyeye getirilmesi için bu bölgeye yoğunlaşılması gerekir. Tekirdağ konteyner taşımacılığında rağbet görmemiş. Tekirdağ yakın gelecekte deniz taşımacılığında terminal haline gelecek” şeklinde konuştu. Yunanistan Ro-Ro seferlerinin üç ay içerisinde başlayacağını belirten Sözeri, yeni bir hat projesinin ise henüz gündemlerinde olmadığını söyledi. Kabotajda da ciddi bir liman haline geldiklerini ifade eden Sözeri, kabotajın önünün açılması gerektiğini dile getirerek, “Kabotaj yüklerinde, gümrüklü alanlarda yükün rahatlıkla indirilip-bindiriliyor olması ve bu hizmeti sunabiliyor olmamız gerekiyor” dedi.
“Rekabet için limanları büyütmek şart”
Türkiye’de limancılığın henüz yeterince gelişmediğinin altını çizen Sözeri, dünyanın diğer limanları ile rekabet edebilmek için eksiklerin biran önce giderilmesi gerektiğini söyledi. Sözeri konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Ticari gemiler giderek büyüyor. Artık 14 bin TEU’luk gemiler inşa ediliyor. Bu gemiler devreye girdikleri zaman Uzakdoğu’dan yüklerini alacaklar, Akdeniz’e getirecekler, burada yüklerini indirip, oradan dağıtım yapılacak. Bu görülen bir şey. Bizim limanlarımız da bu şekilde büyümeli. Mersin ve İskenderun limanlarının büyümesi gerekiyor fakat çevresindeki askeri bölgeler buna engel teşkil ediyor. Tüm bunları bir master planı çerçevesinde düşünerek üzerinde iyi çalışılmalı. Bugün Orta Asya kalkınıyor. Orta Asya’ya açılmak ve Orta Asya’nın kanallarını Türkiye’nin kanallarıyla entegre etmek lazım. Bunun için en güzel yer neresi? Orta Asya’nın Afganistan ve İran ile hududu var. Ama bu ülkeler problemli ülkeler. O zaman Türkiye burada yıldızı parlayan bir ülke. Hat olarak baktığınız zaman İskenderun ve Mersin limanları öne çıkıyor. Buralardan indirilecek olan yüklerin trenlerle Orta Asya’ya gönderilmesi için çalışmalar yürütmek lazım. Yine Trabzon ve Samsun limanları şehrin içinde kalmış, dolayısıyla büyüyemez. Türkiye’nin şuna ihtiyacı var; liman dediğiniz zaman iki geminin yanaşacağı 2 km uzunluğunda rıhtımı olan yerler değil. Artık madem Ortadoğu, Orta Asya büyüyor, o zaman oraya ulaşım yolları gerekiyor. Biz de bu ulaşım yollarının önemli bir noktasındayız. Türkiye’de ticaretin yoğunlaştığı bir bölgede. Çünkü bizim çevremizdeki kalkınmakta olan ülkeler Türkiye’nin gerisinde. Türkiye artık potansiyelini oralara göndermek mecburiyetinde. Biz artık bu ülkeler için bağlantı noktası konumundayız. Bunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Ama o kadar çok bürokratik engel çıkıyor ki karşınıza, gelişme o kadar uzun süre alıyor ki, tabii başkaları bunu çok daha hızlı çözdüğü zaman siz yine geride kalıyorsunuz. Bugün mesela Kuzey Karadeniz, Samsun, Hopa karayolu bağlantısın tartışılıyor olmasına akıl sır erdirebilmek mümkün değil. Türkiye AB’ye girmek istiyorsa bu eksikliklerini mutlaka tamamlamalı.”
Kaynak: Perşembe Rotası