Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Denizyolu / DENİZCİLİĞİN ANAYASASI YAZILMALI

DENİZCİLİĞİN ANAYASASI YAZILMALI

DENİZCİLİĞİN ANAYASASI YAZILMALI26.10.2010

Çok geniş bir katılımla Türk denizcilik politikasının belirlenmesi gerektiğine inanan GEMİMO Başkanı Feramuz Aşkın, “Türkiye’de bir denizcilik anayasası yazılmalıdır. Aksi halde kurumlar arasındaki ticari menfaatlerden dolayı çıkan çatışmalar önlenemez” diyor.

TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası (GEMİMO),  Deniz Ulaştırma İşletme ve Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri’ni temsil eden bir örgüt. GEMİMO’nun diğer STK’lardan farkı Anayasal bir zorunlulukla kurulmuş olması. Adı geçen okullardan mezun olanların mesleğini icra edebilmesi için odaya üye olmaları gerekiyor. Oda, daha çok üyelerinin mesleki gelişimlerini sağlayacak seminer ve kongrelerle üyelerine destek olmaya çalışıyor. Bu bağlamda GEMİMO, Türkiye’deki denizcilik okulları ile birlikte İstanbul’da 24-26 Kasım’da Uluslararası bir kongre yapmaya hazırlanıyor. Kongrede yerli ve yabancı bilim adamlarının katılacağı ve bilgilerini paylaşacak. Odanın sitem ettiği bir konu ise kendilerini daha aktif bir örgüt haline getirebilecek bazı yetkilerin Denizcilik Müsteşarlığı tarafından odaya devredilmemesi. Başkan Feramuz Aşkın, Odanın yapısı itibariyle meslek içi eğitim sertifika ve belgelendirmeyi yapması gerektiğini belirterek “Ancak bu imkan STCW’den alınan bir hakla Denizcilik İdaresi’ne verilmiş. İdare isterse bu yetkiyi devredebilir,  böyle bir talebimiz oldu ama sonuç çıkmadı. Bu yetkiyi almak istiyoruz. Çünkü geçen seneden itibaren mühendislik fakültelerinden mezun olanlara üniversite unvan vermiyor. Mühendis unvanını artık odalar verebilecek “ diyor. Gemilerin makine dairesinin dizaynı ile ilgili olarak geçmişte  sahip oldukları yetkiyi yine Denizcilik Müsteşarlığı’nın Gemi Mühendisleri Odası’na verdiğine dikkat çeken Aşkın, “GEMİMO yeteri kadar güçlü olabilseydi bu yetkiyi elinden aldırmazdı” diyerek sitemini dile getiriyor.

“STK’lar yeterince çalışmıyor”
Türkiye’deki STK’lar gibi denizcilik sektöründeki sivil örgütlerin de yeterince etkili olmadığını ifade eden Aşkın, örgüt üyelerinin yeteri kadar aktif olmamasının STK’ları zayıflattığına inanıyor. Aşkın görüşlerini şöyle ifade ediyor: “Türk denizcilik sektöründeki STK’lar da yeteri kadar çalışmadıkları için etkin değiller ve söz sahibi değiller. Nedeni ise üyelerin bu tür kurumlara ilgisiz kalması. Temsil ettiğiniz üyelerin itici bir güç olması gerekiyor. Türkiye’de 12 Eylül darbesinin ardından insanlar apolitik oldular ve örgütsel faaliyetlerde bulunmak istemiyorlar. İhtiyaçları olduğu zaman STK’ların kapılarını çalıyorlar. Sadece menfaat paylaşım söz konusu olduğunda seslerini çıkarmaları ile bir yere varılmaz. Üyelerin STK içinde aktif olarak yer almadığı ve sorumluluklarını yerine getirmediği süre içerisinde haklarını sürekli olarak kaybedeceklerini iyi bilmeleri lazım.”

“Kurumlar arasında koordinasyon yok”
Denizcilik sektöründe eğitime ve bilgiye çok fazla önem verilmediğinin de altını çizen Aşkın, “Türkiye’de bir denizcilik politikası belirlenirken sektördeki STK’ların fikirleri alınmıyor. Denizcilik Müsteşarlığı bazen taraflı davranabiliyor. Son dönemlere mesleki paylaşım ile ilgili çıkan birçok yönetmeliklerde eşitsiz bir şekilde davranmıştır. Bizim üyelerimizin hepsi denizden gelen ve gemiyi bilen insanlardır. Ancak sorumluk dağılımı yapılırken Müsteşarlık bu odanın üyelerini yok saymıştır.  Kurumlar arasında bir koordinasyon da yok ve odalar arasında mesleki eğitimleri geliştirecek işbirlikleri de bulunmuyor” diyor.
Kaynak: Perşembe Rotası