Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Karayolu / MTVDE SİSTEM DEĞİŞİYOR

MTVDE SİSTEM DEĞİŞİYOR

MTVDE SİSTEM DEĞİŞİYOR29.11.2010

Gelir İdaresi Başkanlığı, Motorlu Taşıtlar Vergisinde (MTV) mevcut sistemi gözden geçirmeye hazırlanıyor. Yeni dönemde, ülkemizde de emisyona dayalı bir vergileme gündeme gelebilecek.

Elektrikli araçlarla ilgili özel tüketim vergisi çalışmaları sırasında bu tür araçlarda motorlu taşıtlar vergisi uygulamasının nasıl olacağı da ele alındı.

Gelir İdaresi, Motorlu Taşıtlar Vergisinde önümüzdeki yıl kapsamlı bir çalışma yapılması yönünde bir tavır aldı.

Bu çalışmada, halen silindir hacmi ve yaşı esas alan Motorlu Taşıtlar Vergisi sisteminin, yeni bir değerlendirmeye tabi tutulacağı, bu kapsamda AB üyesi ülkeler başta olmak üzere çeşitli ülkelerin vergi uygulamalarının da tek tek taranacağı belirtildi.

Sözkonusu çalışmada, 17 AB üyesi ülkede uygulanan emisyona dayalı vergileme de gündeme alınacak ve buna yönelik bir sistem de alternatifler arasında bulunacak.

Gelir İdaresinin çalışmalarının ardından mevcut sistemde değişikliğe gidilip, gidilmeyeceği netleşecek.

Bu arada Gelir İdaresi, yeni sistem arayışında en fazla oluşturulacak yeni sistemin İdare Mahkemesi tarafından geçmişte olduğu gibi iptal edilmesinden çekiniyor.

Motorlu Taşıtlar Vergisinde mevcut düzenleme öncesindeki Vergi Kararnamelerinin ardarda iptal edildiğine dikkati çeken yetkililer, “Motorlu Taşıtlar Vergisi, çok geniş bir kitleyi ilgilendiriyor. Yapılacak düzenlemeden memnun olmayan bir kesim mutlaka olacaktır. O nedenle Motorlu Taşıtlar Vergisiyle ilgili çalışmalarda her dönem zorluklarla karşılaşıldı” dediler.

DÜNYA, EMİSYONA DAYALI VERGİLEMEYE GEÇİYOR

Öte yandan, Gelir İdaresi Başkanlığı Gelirler Kontrolörlerinin “Vergi Sorunları Dergisi”nde yer alan bir araştırmaya göre, tüm dünyada artan araç kullanımı çevre kirliliğine ve sera gazlarının (metan, ozon, karbon monoksit ve karbon dioksit) emisyonuna neden oluyor.

Dünyada her yıl motorlu taşıtların 900 milyon ton karbon dioksit (CO2) yaydığı belirtiliyor. Daha önce yapılan ölçümlerdeki trendin sürmesi halinde OECD ülkeleri, 2050 yılına kadar global motorlu taşıtlar emisyonunun yüzde 60'sına sebep olacak.

CO2 emisyonundaki artış üzerine başta AB ülkeleri olmak üzere birçok OECD üyesi ülke, motorlu taşıtların vergilendirilmesinde geleneksel silindir hacmi, yaş, ağırlık gibi spesifik ölçüleri terk ederek, araçların yaydığı karbon dioksit miktarını esas almaya başladı. Bu uygulamanın yakın gelecekte AB'nin ortak politikası haline gelmesi bekleniyor.

AB, Kyoto Protokolünün öngördüğü şekilde binek otomobillerinin neden olduğu CO2 emisyonunun azaltılması için çevreci araçların satışını teşvik ediyor. Yapılan araştırmalara göre, karbon CO2 emisyonunun yaklaşık yüzde 28'i ulaştırmadan, ulaştırma kaynaklı emisyonun da yüzde 84'ü karayolu ulaştırmasından kaynaklanıyor. Bunun yarısından fazlası da binek otomobiller tarafından gerçekleştiriliyor.

AB Direktifleri doğrultusunda yeni araçların CO2 emisyonu, 2012 yılında ortalama kilometrede 160 gramdan 130 grama düşürülecek ve Kyoto Protokolünün öngördüğü kilometrede 120 gram hedefine yaklaşılacak.

AB'de, 2012'de yeni üretilen araçların yüzde 65'i, 2013 yılında yüzde 75'i, 2014 yılında yüzde 80'i ve 2015'den sonra tamamı Direktif ile düzenlenen ortalama sınır olan 130 grama uyumlu olacak.

AB'DE VERGİ UYGULAMALARI

Halen 27 AB üyesi ülkeden 17'si (Avusturya, Belçika, Güney Kıbrıs, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İrlanda, Letonya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Portekiz, Romanya, İspanya, İsveç ve İngiltere) binek otomobillerde kısmen ya da yakıt tüketimine göre vergi uyguluyor. Bunların 15'i ülke elektrikli araçlar için vergi teşvikleri sunuyor.

Bu 15 ülkede geçen yıl itibariyle motorlu taşıtlar vergisinin gayri safi yurt içi hasılaya oranı yüzde 3,4, buradan gelen vergi de 337 milyar avro oldu.

TÜRKİYE'DE DURUM

-Türkiye'de motorlu taşıtların vergilemesinde, araçların “silindir hacmi” ve “yaş” esas alınıyor. Silindir hacmi arttıkça araçların vergi miktarı artıyor, yaş arttıkça da vergi miktarı azalıyor.

Motor gücü yüksek olan araçların daha fazla vergi ödemesi çevresel bir unsur olarak ön plana çıkarılmak istense de, sisteme, daha fazla çevre kirliliğine neden olan yaşlı araçların daha düşük miktarda vergilendirildiği eleştirileri yapılıyor.

Bu arada AB ile tam üyelik sürecinin, Türkiye'de de karbon emisyonuna dayalı bir vergileme sistemini zorunlu kılacağı belirtiliyor.
AVRUPA ÜLKELERİNDEN UYGULAMA ÖRNEKLERİ

Motorlu Taşıtlar Vergisinde çeşitli ülke uygulamaları da şu şekilde belirleniyor:
-İngiltere: Motorlu taşıtları 2001 yılından itibaren karbon dioksit emisyonuna göre vergilendiriyor. Emisyon temelli vergilemenin yürürlüğe girmesinden sonra yeni şirket araçlarının ortalama emisyonu 196 gramdan 2002'de 182 grama, 2007 yılında 165 grama, 2008-2009 döneminde 140 grama düştü. Yüksek mesafe indiriminin kaldırılmasıyla şirket araçlarının 1 yılda katettikleri mesafe 300 milyon mile geriledi. 2009 tarifesine göre hurdaya çıkan araçların ortalama CO2 emisyon miktarı, kilometrede 179 gram, bunların yerine alınan araçların 134 gram oldu.

-İrlanda: 1 Temmuz 2008'den itibaren tescil edilen bütün binek otomobillerde motorlu taşıtlar vergisi, CO2 emisyonuna göre tespit ediliyor. Eski sisteme tabi araçların motor gücüne göre vergilendirilmesine ise devam ediliyor. İrlanda'da düşük CO2 emisyonuna sahip araçlar ödüllendirilirken, yüksek CO2 emisyonuna sahip araçlar cezalandırılıyor. Ödenecek yıllık vergi, çevre dostu araçlarda 104 avrodan başlıyor, bu rakam yüksek emisyona sahip araçlarda 2.100 avroya kadar yükseliyor.

-Fransa: 2008 başında uygulamaya konulan ödül-cezalandırma sistemiyle CO2 emisyonu aşağı çekilmeye çalışılıyor. Sistemde düşük çevre kirliliğine neden olan yeni araç alımlarına fiyat indirimi sağlanırken, yüksek karbon emisyonuna sahip araçlar cezalandırılıyor. Bu yıl için kilometrede 124 gramdan fazla CO2 emisyonuna neden olan araçlar ödülden yararlanamıyor, emisyon miktarının 156 gramı aşması durumunda cezalar uygulamaya giriyor.
Sistem sayesinde 2007 sonunda 149 gram olan yeni araçların ortalama emisyon miktarı, geçen yılın ikinci yarısında 133 grama düştü.

-İsveç: İsveç'te binek otoların neden olduğu emisyon, diğer AB üyesi ülkelere göre oldukça yüksek. Bu ülkede 2006 yılında CO2 emisyonuna dayalı vergilemeye geçildi. 2003 yılında 198 gram düzeyinde bulunan CO2 emisyonu, 3 yıl sonra 191 grama geriledi. Ancak buna rağmen İsveç, AB üyeleri içinde hala araç filosu ağır ve yakıt tüketimi yüksek olan bir ülke durumunda. Yüksek emisyona rağmen ülkede büyük motorlu araçlar hala tercih ediliyor.

-Diğer ülkeler: AB'de 2006 yılında binek otolara CO2 ile ilintili vergi uygulayan ülke sayısı 9 iken, bu sayı 2007 yılında 11'e, 2008 yılında 14'e, daha sonra da 17'ye yükseldi. Günümüzde İngiltere, Fransa, İsveç ve İrlanda'nın dışında 13 ülke daha kısmen ya da tamamen CO2 emisyonuna ya da yakıt tüketimine göre motorlu taşıtlar vergisi uyguluyor. Listeye Almanya, Letonya ve İtalya da eklenirken, İtalya ve Lüksemburg haricindeki bütün Batı Avrupa ülkelerinde arz edilebilir elektrikli araçlara teşvik uygulaması sözkonusu.
-Almanya: Karbon temelli motorlu taşıtlar vergisi uygulamasına en son katılan ülkelerden birisi. 2009 yılının sonunda gerçekleştirdiği reform ile araçların silindir hacmine göre değil, yaydıkları CO2 ve diğer zararlı gazların miktarına göre vergilendirmeye başladı.
-Hollanda:Karbon temelli vergileme yapan bir diğer ülke. Daha temiz ve daha az karbon yayan araç teknolojini teşvik için plaka vergisini daha etkin yakıtlı araçlan için indirdi. Bu değişimin ardından etkin yakıtlı B kategori araçların piyasa payı yüzde 9,5'den yüzde 16,1'e yükseldi.

Kaynak: Hürriyet