Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Denizyolu / DENİZ TAŞIMACILIĞINDA 8 YILDA %57 GERİYE GİTTİK

DENİZ TAŞIMACILIĞINDA 8 YILDA %57 GERİYE GİTTİK

DENİZ TAŞIMACILIĞINDA 8 YILDA %57 GERİYE GİTTİK03.12.2010

DTO Meclis eski Başkanı Erol Yücel, 8 yıl önce ithal – ihraç yüklerinin yüzde 32’sini kendi filosuyla taşıyabilen Türkiye’nin, filo yetersizliğinden, bugün ancak yüzde 14’ünü taşıyabildiğini söyledi

DTO Meclis eski Başkanı Erol Yücel, bu ayki Meclis Genel Kurul Toplantısında yaptığı konuşmada, ilk kez hükümeti eleştirerek, denizcilerin siyasi vizyon yoksunluğundan dolayı global rekabette kayıplar yaşadığımızı, Türkiye’nin deniz taşımalarında 8 yılda yaklaşık yüzde 57 geriye gittiğini vurguladı.
Yücel, 8 yıl önce ithal – ihraç yüklerinin yüzde 32’sini kendi filosuyla taşıyabilen Türkiye’nin, filo yetersizliğinden, bugün ancak yüzde 14’ünü taşıyabildiğine dikkat çekerek, yaklaşan seçimlerden dolayı, siyasilere denizcilik politikalarını iyi hazırlamaları çağrısında bulundu.
 
Seçimlere az kaldı, parti programları için siyasilere seslendi
Genel seçimlere 6 aylık bir sürenin kaldığını hatırlatarak sözlerine başlayan DTO Meclis eski Başkanı Erol Yücel, bu arada denizciliği de ilgilendiren parti programlarının hazırlandığını, dolayısıyla tüm partilere ve liderlerine seslenmek istediğini kaydetti.

Yücel, “Eskiden bir Avrupa, ABD vardı. Bakın bugün gemi inşa sanayi nereden nereye geldi. Şimdi artık Japonya, Kore ve Çin var. Peki neden böyle oldu?” diye sordu.
Bu sorunun cevabını, devletlerin içerisinde olmadığı veya milli bir politika olarak görmedikleri ülkelerin gemi inşa sanayinin yok olduğu şeklinde veren Yücel, günümüz global gemi inşa sanayi haritasına bakıldığında, artık bir numaraya devlet destekli Çin’in, 2 numaraya devlet destekli Güney Kore’nin ve 3 numaraya da yine devlet destekli Japonya’nın yerleştiğinin görüldüğünü belirtti.
Yücel, bu haritanın içinde ABD’nin normal ticari gemiler klasmanı yerine, kendisi ve global savunma sanayi pazarına yönelik gemi inşa alanında var olduğunu hatırlattı.

Bu noktada bakıldığında Türkiye’nin, her şeyden önce siyasilerinin denizcilikle ilgili bir politika belirlemeleri gerektiğini vurgulayarak, AB entegre sürecinde karar verme aşamasında olan Türkiye’nin hâlâ kararsızlık yaşadığını söyledi.
“Türkiye kabotaj taşımaları için artık kararını versin”
Erol Yücel, denizcilik sektörünün son zamanlarda koster filosunu tartıştığını, oysa ki, belirli bir tonajdaki gemilerin yeni inşa edilmesi durumunda bile kâr edemeyeceğini, borcunu ödeyemeyeceğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi Türkiye AB’ye entegre olmaya çalışıyor. Entegre olduğunda kabotaj kalkacak. Peki, o zaman ne olacak? Yunanistan örneği önümüzde. Yunanistan ne yaptı? Belirlenen süre içinde koster ve adalara sefer yapan filosunu yeniledi. Ondan sonra AB’ye açtı.

Türkiye ya böyle yapar, kendi kabotajında hakimiyetini sürdürecek adımlarını atar, bedeli neyse ödemeye razı olur veya tüm kabotaj pazarını açarak, herkesin faaliyet göstermesine müsaade eder. Bu bir siyasi karardır. AB’nin bir parçası olduktan sonra, buna kimsenin sesini çıkarması mümkün değil. Kısaca, Türkiye’nin bir karar vermesi lazım.
Denizciliğini bir milli politika temelinde mi yürütecek yoksa AB ve global pazar dengelerine mi bırakacak, bunun kararını vermeli.
Diğer yandan, 50 civarındaki tersane 150’ye çıkarıldı, sonra geri dönüp, ‘kusura bakmayınız, AB teşvikleri kesti, kimse bizden bir şey beklemesin, herkes kendi başının çaresine baksın’ dendi. Bu politika? Bizim sağlıklı politikalar üretmemiz lazım. Siyasilerin hesaplarını iyi yapmaları gerekiyor.

Meclis Başkanımız Cengiz Kaptanoğlu’nun da milletvekili olduğu birinci dönemdeki AKP hükümetinin denizcilik politikasını inceledim. O zaman bir planın ve programın olduğunu gördüm. İlk kez Türk denizciliği için “kendi ihraç – ithal yüklerinin yüzde 50’sini kendi milli bayraklı filosuyla taşımalı” hedefi belirlenmişti.

Peki, sonuç ne oldu, nereye ulaşıldı, hedefe ulaşıldı mı? Tek başına hedef belirlemek yetmiyor. Milli bir politika belirlemek lazım. Bu hedef belirlendiğinde Türkiye  kendi ihraç – ithal yüklerinin yüzde 32’sini kendi milli bayraklı filosuyla taşıyordu. Bugün bu oran yüzde 14’e inmiş durumda. Yani 8 sene önce bir hükümet programı veya AKP’nin parti politikası yazıldığındaki hedefle bugün gelinen nokta ortada.
Neden böyle oldu? İthal ve ihraç yük hacimlerimiz arttı, ama buna paralel olarak filomuz artmadı.

Tersanelere bakıyorsunuz içler acısı durumda. Amaç; Türk tersanelerine para vermek değil, onu global rekabet edebilir oyunculardan biri yapmak olmalı.

İnşallah siyasiler seçim öncesi parti programlarını hazırlarlarken denizciliğin taleplerine uygun geniş ve doğru yer verirler.”

Kaynak: LH