1 Nisan 2010’da limanı TCDD’den devralan Ceynak Lojistik, ilk etapta 32 milyon dolarlık yatırım yaparak, limanı yeniden yaratacak.
Samsunport, kent ekonomisine doping etkisi yapacak atılımlara hazırlanıyor. İki yıllık özelleştirme sürecinden sonra, limanın yeni sahipliği 8 ay önce tescillenen Ceynak Lojistik, kısa sürede limanın çehresini değiştirdi. Uzun süren özelleştirme süreci nedeniyle, yatırım yapılmayan limanın halinin içler acısı olduğunu söyleyen Ceynak Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı, “Önce ekipmanları yeniledik ve ilk etapta 32 milyon dolarlık bir yatırım paketimiz vardı. O paketi hemen açtık. 6 liman vinci, 1 konteyner vinci aldık. TCDD'den kalan vinçlerin bir kısmını iade ettik. Bir kısmını ise, tamir ve tadilat yaparak işlevsel hale getirdik. Limanın alt ve üstyapısının tamamını yeniledik. Liman içerisinde 150 bin ton kapasiteli bir depo yaptık. Yine ortağı olduğumuz Samsun Serbest Bölgesi ile bir depolama kapasitesi oluşturduk. Özellikle Ro-Ro gemileri için yeni rıhtım düzenlemesi ve hatların düzenli duracağı platformlar inşa edildi. Konteyner için saha betonlaması yapıldı. Samsun'da şehir içine giden yolla, liman arasında birçok kırık dökük bina ve yapılar vardı. O yapılar tamamen yıkıldı. Limanla yol arası yeşil park haline getirildi. Yani, limanı olduğu gibi yenileyip, yeni bir liman yaratıyoruz. Yenilenmeden kalan tek şey deniz diyebiliriz” diye konuştu.
Hedef, konteyner yükü de elleçlemek
Limanda konteyner yükü elleçlemek için çalışmalar yaptıklarını ifade eden Ali Avcı, bu konuda yapılan faaliyetleri de şöyle aktardı: “Karadeniz bölgesinin en büyük vincini getirdik. Bugüne kadar Samsun Limanı’na gelen Panamax tipi konteyner gemileri, kendi vinçleri ile buraya geliyordu. Bugün itibariyle Panamax tipi konteyner gemilerine de hizmet verebiliyoruz. Nakliyede süre önemli. Biz tahliyede saatte 30, yüklemede ise saatte 20 konteyner operasyonunu gerçekleştirebilecek seviyeye ulaştık.”
“Kuzeyin lojistik merkezi olacağız”
Yatırımlar sonunda limanın kapasitesinin 6 ayda yüzde 33 arttığını belirten Avcı, “Samsun'u kuzeyin lojistik merkezi yapacağız. İlk adımı limanı bir lojistik merkezi haline getirerek atıyoruz. Limanın içinde 400 dönümlük arazi mevcut. Buradaki her parsel bizim için çok önemli olduğundan, optimum şekilde kullanabilmek için çalışmalar yapıyoruz. Rusya'nın Kavkaz Limanı ile Samsunport arasındaki trenferi hattında tüm aşamalar tamamlandı. Hatlar bitti, rampa hazır. Büyük bir ihtimalle ilk trenferi bu yıl sonunda yanaşır. Şu anda devraldığımız 6 feribotla birlikte 22 feribot bu hatta çalışıyor. Trabzon-Sochi kapanınca orası da Samsunport'u kullanmaya başladı. Şu anda inanılmaz bir potansiyel var. Samsun ve Mersin arasında bir demiryolu hattını oluşturabilirsek, Rusya'dan gelen yüklerin kesintisiz Akdeniz'e ulaşmasını sağlayabiliriz” dedi.
Trenferi rampası hazır, hizmeti bizden alacaklar
Limanın yeni sahibi Ali Avcı, Rusya’nın Kavkaz Limanı’ndan trenferi ile gelen Rus trenlerindeki ray açıklığını giderecek rampa ile ilgili olarak UPM firmasıyla sorun yaşayıp yaşamadıklarını sorduğumuzda ise bizi şöyle yanıtladı: “UPM şirketi, trenferilerin yanaşması için gereken rampayı yaptı. Ancak, tüm hizmetleri bizden alacaklar. Onlar, ellerindeki sözleşmenin farkında değil. Biz, bu limanı Özelleştirme İdaresi'nden aldık. Burası da 'muz cumhuriyeti' değil. O limanın şu andaki işleticisi ve imtiyaz hakkını alan şirketiz. O nedenle TCDD ile yapılan sözleşmenin her maddesi bizim için de geçerlidir ve bizi bağlar. Bu yüzden TCDD ile ortak yapacakları faaliyetleri biz yapacağız. TCDD ile yapılan sözleşmede, 'ben senin istediğin hizmetleri veremezsem, kendi imkanlarınla yapabilirsin' deniyor. Ama, ben vereceğim diyorum ve başka şansları da yok. Bizim hiç kimseyle problemimiz olmaz. Herkesle iş yapmak isteriz ancak, kurallar dahilinde. Ben ihaleyi ilk aldığım gün, UPM yetkilileriyle görüştüm. Onlara 'ilk müşteriniz ben olurum' dedim. Bu güzel projeyi desteklediğimi açıkça ifade ettim. Olayı hukuki boyuta henüz taşımadım. Çünkü uzlaşmadan yanayım.”
Yapılan yatırım özelleştirmenin dışında değil
“TCDD ile problemi çözebileceklerini sanıyorlar” diyen Avcı, ancak muhatabın kendileri olduğunu da şu sözlerle ifade etti: “Biz, sözleşmeyi almalarını ve tek tek altlarını çizerek neyi yapıp yapmadıklarını işaretlemelerini istiyoruz. TCDD sözleşmesinde, söz konusu rampanın 3. şahısların gemilerine de hizmet vereceği yazılı. Ancak, şu anda başka gemilere hizmet verecek durumda değil. Çünkü, kendi gemilerine özel bir rampa dizayn edilmiş. TCDD, 'cer hizmetlerinde boji değişikliğini ben yapamazsam sen yap' diyor. Benim TCDD ile bir ray protokolüm var. Benim tesisimin üzerinde TCDD'nin rayları var. Ben, o rayları korumakla yükümlüyüm. Vagonlar raylar üzerinde gidip gelebilecek. Sözleşmede 'Yükleme, boşaltma, liman hizmetleri, römorkaj-pilotaj hizmetlerinin tamamını TCDD Liman İşletmesi alır' diyor. Kim liman işletmesi? Dün TCDD idi, bugün biziz. Bu durum da, Özelleştirme İdaresi'nin kitapçığında açık bir şekilde ifade ediliyor. Yaptıkları yatırımın özelleştirmenin dışında kaldığı ile ilgili haber yaptırmışlar. Böyle bir durum söz konusu değil. Bence, artık amaçları bu projeyi yapmak değil. Onlar, limanın özelleşebileceğini kestiremediler. Liman eğer özelleşmeseydi. Onlar, ikinci ihalede burayı ayıracaklardı ve esas (!) ortaklarıyla birlikte rampayı ayrı değerlendireceklerdi.”
Rıhtımdan vagona direkt yükleme
Samsunport’u ülkemizdeki birçok limandan ayıran ve öne çıkaran bir özelliği var. Treyler ya da kamyon aracılığıyla değil, rıhtımdan vagona direkt yükleme yapılabiliyor.
Sadece bu özelliğinin bile, ithalat ve ihracatçının limanı seçmeleri için önemli bir etken olduğunu belirten Liman Müdürü Bedir Yıldırım, “Limanı ilk aldığımız günden bu yana yaklaşık 20 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirdik. Müşterilerimizin taleplerine ve limanımızın ihtiyaçlarına binaen önemli yatırımlar yaptık ve bu yatırımlarımızı önümüzdeki dönemde de devam ettirme kararlılığındayız. Hem Doğu ve Batı Karadeniz hem de İç Anadolu’dan gelen malların ithalat-ihracatı için önemli bir üs konumundayız. Limanın demiryolu bağlantısı olmasının yanı sıra, havaalanının çok yakın olması, direkt olarak ulusal karayoluna bağlı olması da önemli avantajlar olarak öne çıkıyor. Geçmiş önemli oranda azaltmıştı. Yapacağımız yeni yatırımlarla 2005 ve 2006 yıllarında 4-5 milyon ton civarında olan bölge yük trafiğini 14-15 milyon tonlara çekmeyi hedefliyoruz.”
Tahliyede saatte 30, yüklemede 20 konteyner
İşe, ilk etapta 20 bin metre karelik kapalı bir depo inşa etmeyle başladıklarını söyleyen Yıldırım, “Limanda bulunan 3 siloya ilaveten 5 500 tonluk 8 silo daha yaptık. 50 bin metre karenin üzerinde betonlama yapıldı. 6 adet değişik kapasitelerde vinç satın aldık. Bölgede konteyner ticaretine olanak verecek tek vinç şu anda bizde bulunuyor. Bugüne kadar Samsun Limanına gelen Panamax tipi konteyner gemileri kendi vinçleri ile buraya geliyordu. Bugün itibariyle Panamax tipi konteyner gemilerine de hizmet verebiliyoruz. Tahliyede saate 30, yüklemede ise saatte 20 konteyner operasyonunu gerçekleştirebiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Cep numaralarımız sitemizde bize 7/24 ulaşabilirler
Liman Müdürü Bedir Yıldırım, Samsunport’un Karadeniz yük hareketlerinde odak noktası olmak gereğini de şu artılarıyla ortaya koyuyor: “Samsun konumu itibariyle kuzeyden ve güneyden gelen gemilerin uğrak noktası. Ekipman ve altyapı olarak ise, limanı devraldığımız 1 Nisan 2010 tarihinden itibaren 20 bin metre karelik kapalı bir depo inşa ettik. Limanda bulunan 3 siloya ilaveten 5.500 tonluk 8 silo daha yaptık. Kullanılan alanların tamamının betonlamasını bitirmeyi planlıyoruz. 450 metrelik bir rıhtımın betonlamasını bitirdik. TCDD’den devraldığımız ekipmanların hepsinin revizyonlarını yaptık. En önemlisi ise limandan yük kaçışına neden olan ekipman ihtiyaçlarının tamamını giderdik. Bu bağlamda 6 tane mobil vinç satın aldık. Bunlardan bir tanesi DHM 400 tipi vinçtir. Bu vincin en büyük özelliği Panamax tipi konteyner gemilerine hizmet verebilmesidir. Önümüzdeki yıldan itibaren 15 bin TEU’luk elleçlemeyi yakalamak istiyoruz. Hem fiziki şartlar hem de müşteri portföyü olarak bunu başarabilecek güçte olduğumuzu düşünüyoruz. Samsun hinterlandı geniş bir bölge. Bu avantajımızı kullanacağız. Öte yandan, müşteri memnuniyeti bizim için çok önemli. Bazı eksikliklerimiz olabilir. Bunu da en kısa sürede çözeceğiz. Ama, onlara ne kadar yakın olduğumuzu şu somut örnekle açıklayabilirim. Samsunport’ta görevli tüm yöneticilerin cep telefonları internet sitemizde yer alır. Bize ulaşmak isteyenin 7 gün 24 saat bunu yapabilmesi mümkün.”
“Konteyner, dökme yük ve Ro-Ro vazgeçilmezlerimiz”
Limanı planlarken 3 aşamayı göz önünde bulundurduklarını vurgulayan Bedir Yıldırım, bunları da, önce dökme yük, ikinci konteyner ve üçüncü olarak da Ro-Ro şeklinde açıkladı. Yıldırım, şöyle devam etti: “Bu üç taşıma modu, limanımız için vazgeçilmezdir. Şu an için 24’ün üzerinde Ro-Ro çalışıyor. Ağırlıklı olarak narenciye ürünlerini Rusya’ya götüren yük gemileri bunlar. Ciddi anlamda bir Ro-Ro trafiğine sahibiz. Ağırlıklı olarak Rusya ve Ukrayna’ya çalışıyorlar. Ro-Ro terminalleri kurarak özellikle dışarıdan gelen Ro-Ro’ların park edebileceği, personelinin konaklayabileceği yerler yapacağız. Ro-Ro için bir alan dahi ayırdık. Bu konuda en büyük zorluğu, limanı yıkarak yeniden inşa etme noktasında yaşıyoruz. Bir yandan hizmetlerimizi sürdürmeye çalışırken, diğer yandan limanı yenilemeye gayret ediyoruz. Çabamız, bunu mümkün olduğu kadar dengede götürmek. Şu anda mevcut olan 4 ambarı yıkarak bir Ro-Ro terminali yapmayı planlıyoruz.”
Pazarlama ve Terminal Müdürü M. Halit Bezek: Viking Projesi ile gemilerin yönü Samsun’a dönecek
Karadeniz Bölgesi’nde Samsun Limanı’nın dışında demiryolu bağlantılı liman olmadığını belirten Terminal Müdürü M. Halit Bezek, demiryolu ağının tam randımanla çalışması halinde, Mersin Limanı’na uğrak yapan birçok geminin istikametini Samsun’a çevireceğine inandığını söyledi.
Viking Projesi’nin hem Avrupa hem de Eski SSCB ülkelerini ilgilendiren bir proje olduğuna değinen Bezek, “Bu projede de diğer projelerde olduğu gibi her ülke kendi siyasi, politik ve ekonomik çıkarlarını ön planda tutuyor. Biz de bu projeye Samsun Limanının da dahil olması gerektiğini eskiden beri savunduk. Karadeniz Bölgesinde Samsun Limanının dışında demiryolu bağlantısı olan herhangi bir liman yok. Bu sebepten dolayı tüm Irak, İran ve hatta Uzakdoğu’dan bile Rusya üzerinden gitmek durumunda olan çok ciddi konteyner yükleri mevcut. Bu demiryolu ağı başarılı bir şekilde çalışıyor olsa, Mersin Limanına uğrayan birçok geminin istikametini Samsun’a çevireceğine inanıyoruz. Viking projesi biraz daha Avrupa’ya, Traceca Projesi ise biraz daha Balkan ülkelerine yönelik bir proje. Bu projeler Yeni İpek Yolu projesi olarak adlandırılıyor. Biz bu çalışmaların içerisinde aktif olarak yer aldık. Bu pastadan Samsun Limanının da yeterince pay almasını istiyoruz. Romen rampasının hayata geçirilmesi için çalışıyoruz” diye konuştu.
Kaynak: SELÇUK ONUR - KARA&DENİZ