Uluslararası taşımalar, KDV Kanunu'nun 14. maddesi gereği KDV'den muaf tutuluyor. Ancak İzmir’in Kordon Vergi Dairesi, geriye dönük yaptığı incelemede 2005 yılındaki beyannamelerle birlikte verilmesi gereken eklerde eksikler olduğunu ileri sürerek, 142 firmaya KDV istisnası uygulamadı ve ciroların toplamı üzerinden yüzde 18 KDV hesaplayarak mükelleflere tebliğ etti. Üstelik, 2005 beyannamelerinin 1 Ocak 2011'le birlikte zaman aşımından kurtulmaması için bürokraside görülmemiş bir hızla hareket ederek, cezaları süre dolmadan kesti ve mükelleflere 29-30 Aralık günlerinde elden ulaştırdı.
Devletin kör kuruşuna sahip çıkan bu iş disiplini anlayışı, görev aşkı gözlerinizi yaşarttı değil mi? Ama kazın ayağı hiç de öyle değil…
Tam üyeliğin ütopyadan öteye geçemeyeceğini bildiğimiz halde Avrupa Birliği’nin direktifleri ve kapitülasyonlardan sonra aleyhimize işleyen en yanlış ticaret anlaşması olan Gümrük Birliği kuralları tıkır tıkır işliyor. Özet beyan esasken, 2-3 aya kadar tüm işlemler elektronik manifesto ile yapılacakken, Daire’nin hala tasdikli kara ve deniz manifestosunda ısrar etmesi akıl alır gibi değil. Üstelik uluslararası nakliyeciler, KDV beyannameleri ile birlikte TIR karnesi ve hamule senedi gibi taşımanın uluslararası yapıldığını belgeleyen ekleri vergi dairesine sunarlar. Kordon Vergi Dairesi'ndeki yöneticiler, işte bu belgeleri yeterli görmeyerek, ısrarla tasdikli kara ve deniz manifestolarını isteyebiliyor. Hem de, mükelleflerin bu evrakları 6 yıl önceki kayıtların arasından nasıl çıkarabileceklerini düşünmeden…
Daire, patrona bile kulak asmıyor
Vergi daireleri Maliye Bakanlığı’na bağlı. Bakın Maliye 19 Eylül 2006 tarihindeki B.07.1.GIB.0.57/5711-689-72175 Sayılı Özelge ile uluslararası taşımacılık yapan firmaların KDV muafiyetinden yararlanmaları için uymaları gereken prosedür konusuna nasıl açıklık getirmiş. Bir vergi mükellefinin KDV iadesi almak için Kara Manifestosu'nun gerekliliği konusunda görüş istemesi üzerine hazırlanan özelge şöyle:
"TIR Karnesi ve Kara Manifestosu'nun bulunmaması halinde, KDV Kanunu'nun 14. maddesi kapsamındaki uluslararası taşımacılık faaliyetleri nedeniyle yüklenilen KDV'nin iadesinde tevsik edici belge olarak transit beyannamesinin kullanılması mümkün bulunmaktadır."
Yine Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Grup Başkanı adına Ömer Ergenç imzasıyla Mayıs 2009 tarihinde vergi dairelerine 'Uluslararası Taşımacılık Faaliyetleri Nedeniyle Yüklenilen KDV'nin İadesinde Özet Beyan Formunun Yeterli Olduğu Hakkında" başlıklı gönderilen yazı ise şöyle:
"Uluslararası kara taşımacılığında, transit beyannamesi, TIR karnesi veya Form 302 belgesinin; uluslararası deniz, kara, hava taşımacılığında, transit beyannamesi veya orijinal manifesto (onaylı örneğinin) ya da manifesto yerine kullanılan özet beyan formu tevsik edici belge olarak geçerlidir."
Durum çok açıkken aslında Maliye, Gümrükler Genel Müdürlüğü'nün elektronik sistemine bağlanıp denetimleri buradaki kayıtlar üzerinden de gerçekleştirebilir. Ama, Türkiye Cumhuriyeti’nde farklı çıkışıyla gündeme gelen ‘bağımsız’ Kordon Vergi Dairesi, tasdikli kara ve deniz manifestoları olmadığı gerekçesiyle nakliyecilere KDV cezası kesebiliyor.
Gümrükler Türkiye Cumhuriyeti’nin. Vergi daireleri de öyle. Kurumlar arası bir kontrol sistemi ile çözülebilecek bir durumu çıkmaza soktunuz. Bir çoğu KOBİ statüsündeki işletmelerin ‘yaratılan’ bu vergi borcu nedeniyle bankalarla ilişkilerinde sorunlar yaşayabileceklerini düşünemiyor musunuz?
Vergi ödemek kutsal bir görevdir. Kimseye arka sokaklara sapmalarını önermiyoruz. Ancak, herkes işini doğru yapmalıdır.
Kaynak: Lojiport