Tunus'la başlayan Mısır'la devam eden ve Libya'ya sıçrayan 'isyan ateşi' bölgeye ihracat yapan sanayiciyi ve onlara hizmet veren lojistik şirketlerini kara kara düşündürüyor.
Özellikle tekstil ve inşaat sektöründe büyük kayıplar yaşanırken, ihracat miktarları da krizin başladığı anlardan itibaren dalga dalga düşmeye devam ediyor. Mısır'daki toparlanma sürecinin daha hızlı olacağı ve kayıpların kısa zamanda telafi edilebileceği öngörülürken, Türk müteahhitlerinin adeta ikinci anavatanı olan Libya'da ise tedirgin bir bekleyiş var.
Gelişmeleri kaygıyla izleyen Türk lojistik şirketleri de yatırım planlarını beklemeye alırken, sorunların üstesinden deneyimli partnerleri ve günlük stratejileriyle gelmeye çalışıyor. Son dönemlerde Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşanan gelişmeleri, kaygı ve üzüntüyle izlediklerini dile getiren Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ihracatın Tunus'a yüzde 38, Mısır'a yüzde 24 azaldığını açıkladı. Çağlayan Libya'da ise düşüş beklediklerinin altını çizdi. Tunus'a geçen yılın 1 Ocak-24 Şubat tarihleri arasında 103 milyon dolar olan ihracatın bu yılın aynı dönemine göre yüzde 38 azalarak 64 milyon dolara düştüğünü belirten Çağlayan, Mısır'da ise geçen yılın anılan döneminde 352 milyon dolar olan ihracatın yüzde 23.7 azalarak 268.4 milyon dolara gerilediğinin bilgisini verdi. Çağlayan, Libya'da olayların yeni başladığını, bu nedenle şu anda ihracatın etkilenmediğini aktararak, “Libya'ya ihracatımız aynı dönemde 275.5 milyon dolardan 274.2 milyon dolara geriledi. Ama daha da etkileyecektir” dedi.
Mısır ile derin ticari ilişkiler bulunduğundan bahseden Zafer Çağlayan, 107 Mısırlı firmanın Türkiye'de, 205 Türk firmasının da Mısır'da yatırımı bulunduğunu vurguladı. Mısır'daki 2 milyar dolara yaklaşan Türk yatırımlarında 50 bini aşkın Mısırlı'ya istihdam sağladığını kaydeden Çağlayan sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk firmalarının Mısır müteahhitlik sektöründe üstlendiği projelerin değeri 600 milyon dolara ulaştı. Mısır'da ayrıca bir de Türk Endüstri Bölgemiz var ve bu bölgede bir Türk firmasının yanında uluslararası firmaların yatırımları var. Biz de, Mısır'daki Türk tesislerini ve çalışanlarını çok dikkatle izliyor ve gereken önlemleri alıyoruz.” Çağlayan, önemli bir dönemden geçildiğini vurgulayarak, “Ciddi gerilim ve değişimler var. Yaşananların bir iç savaşa dönüşmesine sebep olmadan çözülmesini temenni ediyoruz” diye konuştu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ise bölgenin büyük bir fay hattı üzerinde olduğunu ve fayın bazı ülkelerde kuvvetli bir şekilde kırıldığının görüldüğünü belirtti. 2000 yılında 2.6 milyar dolara yakın olan Ortadoğu ülkelerine ihracatın 2010 yılında 23.3 milyar dolara yükseldiğini anlatan Büyükekşi, şöyle konuştu: “Bu büyük devrim dalgasının istikrarlı kurumsal yapılar ortaya çıkarmasını temenni ediyoruz. 2011 yılının ilk ayında Mısır, Tunus ve Libya'ya yapılan ihracat düşüş gösterirken, İran, Irak, Suudi Arabistan ve BAE'ne yapılan ihracat arttı. Kuzey Afrika ve Ortadoğu pazarları ihracatımız için çok önemli. Mevcut kargaşa ortamı bitip büyük değişim dalgası oturduktan sonra hayatın devam edeceğini biliyoruz.”
TÜRK YATIRIMCILAR ATEŞ HATTINDA KALDI!
Yaşanan siyasal krizin bölgede faaliyet gösteren Türk şirketlerine de faturası ağır oldu. Sayısı 200’ün üzerinde olan Türk müteahhidinin 214 proje üzerinde 25 bin Türk işçisiyle çalıştığı Libya'da Mesa ve Tekfen çalışmalarını durdururken, Rönesans şantiyelerini terk etti. MNG Holding ve Turkmall ise güvenlik önlemlerini artırdı. Yaşanan kaos ortamı son beş yıldır hızla büyüyen Libya pazarında şu anda 15.5 milyar dolarlık inşaat çalışmasını sürdüren Türk müteahhitlerin ülkedeki yatırımlarını temelden sarsacak gibi gözüküyor. Gelişmelere yönelik bir değerlendirme yapan Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, “Türk firmalarının Libya'dan çekilmeyeceğini ümit ediyoruz. Bu önemli pazarlarımızda sükunetin kısa zamanda sağlanmasını temenni ediyoruz” diye konuştu. Mısır ve Libya'da ciddi iş hacmi olan Türk müteahhitlerinin yanı sıra İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği (İMSAD) üyelerinin de bölgede aktif diğer yabancı müteahhitler ve yerel müteahhitlerle inşaat malzemesi ihracat bağlantıları bulunuyor. İMSAD'dan yapılan açıklamaya göre, özellikle Libya'da hızlı boyut değiştiren olaylara birçok malzeme yolda yakalandı, bir kısım malzeme geri döndü, bir kısım malzeme ise problemli limanlarda iki ülke arasında bir noktada bekledi. Limanlarda ne kadar malzemenin beklediği ve ne kadarının geri döndüğünün ise zamanla tespit edileceği belirtilen açıklamada, şantiyelerde zarar gören malzemelerle ilgili de henüz sağlıklı bir veri bulunmadığı kaydedildi. Özellikle Libya'da süren gerginlik ve belirsizlik, demir çelik sektörünü düşündürüyor. Türk firmalarının geri dönüş yoluna girmesi ve yatırımların durması üzerine, ihracatının önemli bir bölümünü Libya'ya yapan demir çelikçileri gelecek korkusu sardı. 2010 yılında Mısır'a 997 bin ton, Libya'ya 780 bin ton, Yemen'e 372 bin ton, Tunus'a ise 176 bin ton, ihracat gerçekleştiren demir çelik sektörü, son 2 aylık dönemdeki ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre büyük oranda düşmesinden rahatsız. Libya'ya 2010 yılında aylık ortalama 64 bin ton ihracat yaptıklarını belirten İstanbul Demir Çelik İhratcatçıları Birliği (İDÇİB) Başkanı Namık Ekinci, "2011 Şubat ayının ilk 23 günlük döneminde ihracatımız 27 bin tona düştü. Aynı dönemde Mısır'a yapılan ihracatımızın da 83 bin tondan 11 bin tona geriledi" dedi. Türk tekstil sektörünün önde gelen şirketleri de yaşanan gelişmelerden olumsuz etkilendi. Tema Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük fabrikaların çalıştığını ancak iletişim kanallarında sorunlar yaşadıklarını aktardı. Kaostan zarar gören şirketlerden biri de Mısır'da 7 mağazasıyla faaliyet gösteren Sarar oldu. 2 mağazalarının yağmalandığını söyleyen Sarar Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar, zararlarının 2 milyon Euro olduğunu iletti. Mısır'daki en büyük Türk yatırımcılar arasında yer alan Eroğlu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Eroğlu ise ülkede kumaş üretim tesisi yatırımları olduğunu belirtti. Eroğlu “Fabrikamızın inşaatı devam ediyor. Artık geri dönüş şansımız yok. Bugüne kadar Mısır'a toplam 150 milyon dolar yatırdık. Gelişmeleri kaygıyla izliyoruz” diye konuştu.
LOJİSTİK ŞİRKETLERİ NASIL POZİSYON ALACAK?
BALNAK MISIR'DAN UMUTLU, LİBYA'DAN TEDİRGİN
Bölgesel güç olma hedefiyle Kuzey Afrika'da da etkinliğini artırmayı sürdüren Balnak'ın Libya'da ofisi bulunuyor. Mısır için de görüşmelerini sürdüren şirket, pazarı ve siyasi şartları izleyecek. Mısır ile ticaretin çabuk toparlanarak kaldığı yerden devam ettiğini belirten Balnak yetkilileri, Libya'da ise orta vadede böyle bir ihtimalin bulunmadığını ifade ediyor. Yetkililer “Bölgede halihazırdaki yatırımlarımız devam ediyor, sorunlar çözüldüğünde tekrar orada yer alan yatırımcılarımızın yanında olacağız” diye konuşuyorlar.
KRİZİ ACENTALARIYLA AŞAN SERTRANS'IN B PLANI HAZIR
Kuzey Afrika ve Ortadoğu taşımalarında önemli bir tecrübeye ve yetkinliğe sahip olan, Tunus ve Fas'a yönelik de özel çözümleri bulunan Sertrans'ın Genel Müdürü Nilgün Keleş olayların ilk patlak verdiği dönemlerde ülkelere varış yapan yüklerin takibinde sorunlar yaşadıklarını anlatıyor. Keleş, alıcı müşterilerine zamanında teslimatta zorlandıklarını ancak bu bölgedeki acentelerinin etkinliği ve gücü ile major problem yaşamadıklarına dikkat çekiyor. Ülkelere gönderilerin devam ettiğini ancak taşınan yük hacimlerinde azalmalar olduğunu aktaran Keleş; “Şimdilik radikal bir değişiklik yapmasak da gelişmelere göre Sertrans'ın bölgeye yönelik hedef ve planlarını revize edebiliriz. Olabilecek senaryoları düşünüp B planlarımızı oluşturmuş durumdayız” diye belirtiyor.
GALATA GÜNLÜK STRATEJİLER UYGULUYOR
Avrupa'daki başarısını dış ticaretin yükselen pazarlarına taşıma kararı alarak 2010'da rotasını Kuzey Afrika'ya yönlendiren Galata Taşımacılık, gelişmeleri anlık değerlendirerek günlük stratejilerle hareket ediyor. Hem çok iddialı hem de kuvvetli oldukları bütün pazarların 2011 yılı itibariyle politik açıdan çöktüğünü ve ekonomilerinin durma noktasına geldiğini vurgulayan Galata Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Vittorio Zagaia şu değerlendirmeyi yapıyor: “Mısır, Libya, Tunus, Fas ve Cezayir bizlerin çok iddialı olduğu hatlardır. Buna ek olarak civar ülkelerde aynı sıkıntıların yaşanıp yaşanmayacağını tedirginlikle bekliyoruz. Bu olaylardan önce söylenebilecek çok fazla şey vardı belki ama şu anda durumu takip ederek gelişmelere göre neredeyse günlük strateji belirleyip uygular durumdayız.”
SABAY PLANLARINI BEKLEMEYE ALDI
2011'de Mısır'da kapasite artırımına gitmeyi, Libya'da inşaat alanında bir yatırım yapmayı planlayan Sabay, gelişmeleri gözlemleyerek adımlarını atacak. “Mısır'da etkilenmedik, umarım Libya'da da olumlu bir tabloya geçişimiz hızlı olur” diyen Sabay Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Emre Üresin Mısır'da sadece limanların kapalı olduğu sürede tıkanmalar yaşadıklarını anlatıyor. Üresin son günlerde hareketliliğin başladığını ve sorunların aşıldığını vurgulayarak “Lojistik şirketlerinin de ihracatçılar gibi sürprizlere hazır olması gerektiğini düşünüyorum. Sabay olarak gelişmeleri gözlemleyip durum değerlendirmesi yapacağız. Bu ülkelerdeki yatırım planlarımızı beklemeye aldık, stabil ortamın oluşmasını bekleyeceğiz” diye konuşuyor.
LATEK 'LOJİSTİK KRİZLERİ' TECRÜBESİYLE GÖĞÜSLEDİ
Aralarında Tanzanya, Etiyopya, Uganda, Gabon, Somali, Nijerya, Kongo, Endonezya, Malezya, Dubai ve Hindistan'ın da bulunduğu 106 ülkede faaliyet gösteren Latek Lojistik'in Yönetim Kurulu Başkanı Levent Erdoğan, yaşanan gelişmelerin üzüntü verici olduğunu ancak şirketlerinin bu olumsuz gelişmelerden etkilenmediğini kaydediyor. Bu bölgelerdeki ülkelerin tamamına vermiş oldukları hizmetin 2010 yılı cirolarına toplam etkisinin yüzde 1'in altında olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Bu ülkelerdeki olağanüstü halden dolayı dünya genelindeki petrol fiyatlarının artışı, müşterilerimizle yapmış olduğumuz anlaşmalardan dolayı fiyata yansıtılmamaktadır. Bundan dolayı petrol fiyatlarının artışı şirketimizin kar marjını etkilememektedir. Ayrıca döviz kurlarının hızla artış göstermesi, şirketimizin gelirlerinin yüzde 90'ının döviz cinsinden olması nedeniyle kesinlikle olumsuz bir etki oluşmamaktadır” değerlendirmesinde bulunuyor.
Kaynak: UTA Lojistik