Nisan ayında yaklaşık 12 milyar dolarlık ihracata karşılık 21 milyar dolarlık ithalat yaptık ve 9 milyar dolar ticaret açığı verdik. Bu, kötünün iyisi, bir tablo..Beklenen açığın çok daha fazla; 10, hatta 11 milyar dolar olduğunu göz önünde bulundurursak, 9 milyar dolarlık açığa, kötünün iyisi, demek gerekir. Yani bu durum, aslında kaybedilen eşeğin bir ayağı aksayan biçimde de olsa yeniden bulunmasından başka bir şey değildir.
Nisan ayı ihracatı, bir ay önce TİM tarafından yapılan açıklamayla zaten biliniyordu, TÜİK bu rakamı bir anlamda onaylamış oldu. Nisanda 11.9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
Tahminlerde yanılgıya yol açan ise ithalat. İthalata ilişkin tahminler, ilgili ayın bütçe gerçekleşmesine dayanıyor. İthalde alınan KDV'den yola çıkılarak hesaplama yapılıyor ve böylece ithalat tahminine ulaşılıyor. Bu şekilde yapılan hesaplamalarda nisan ayı ithalatının 23 milyar dolara kadar çıkabileceği tahmin ediliyordu. Oysa gerçekleşme, yaklaşık 21 milyar dolar oldu.
Böylece, nisan ayında 21 milyar dolarlık ithalat ve 12 milyar dolarlık ihracatla 9 milyar dolar düzeyinde ticaret açığı verildi.
Dış ticarette olumlu gidiş derken kastettiğimiz bir başka gösterge de ilkiyle bağlantılı olmak üzere geçen yıla göre olan değişimlerdeki iyileşme. İhracat ilk dört ay içinde geçen yıla göre en çok nisanda arttı. Ocakta yüzde 21.9, şubatta yüzde 21.7, martta yüzde 19.5 olan artış, nisanda yüzde 26.5'e ulaştı.
Buna karşılık ithalatta ise en düşük artış nisanda kaydedildi. İlk üç ay geçen yıla göre sırasıyla yüzde 44.6 yüzde 48.7 ve yüzde 44 artan ithalat, nisanda yüzde 40.2'lik bir artış gösterdi.
İhracat ve ithalattaki bu değişimler, doğal olarak ticaret açığına da yansıdı. Geçen yıla göre ocakta yüzde 90.7, şubatta yüzde 112.2, martta yüzde 91.4 artan ticaret açığının nisandaki artışı yüzde 63.4'te kaldı.
İşte, kötünün iyisi, dediğimiz tablo bu! Ticaret açığındaki artış yüzde 60'lara indi, diye seviniyoruz. Bu, eşeğin kaybedilip bulunmasından başka bir şey olabilir mi!
260-140 dengesi değişir mi?
2011 yılı dış ticaretine ilişkin olarak haftalar önce bir tahmin yapmış ve ithalatın 260 milyar dolarla rekor kırabileceğini, ihracatın ise 140 milyar dolara ulaşabileceğini belirtmiş, ortaya çıkacak 120 milyar dolarlık ticaret açığının etkisiyle de 80 milyar dolar civarında bir cari açık oluşabileceğini dile getirmiştik.
Dün açıklanan nisan rakamlarından sonra bu tahminimizde temelde önemli bir değişikliğe gitmediğimizi belirtelim. Geçmiş yıl eğilimleri gösteriyor ki, ilk dört ayda yıllık ihracat ve ithalatın yüzde 30 kadarı gerçekleştiriliyor. 2008 ve 2009 yıllarında daha farklı oluşan payları, o yılların kendine özgü koşulları dolayısıyla dikkate almamak gerektiğini belirtelim. Nisanda, ilk üç aya göre ithalatın görece hız kesmiş olması, öte yandan ihracatın hızını biraz artırması, 260-140 dengesinin az da olsa iyileşmesini sağlayabilir. Ancak bu iyileşme, 5 milyar dolardan fazla olmayacağa benziyor. Hem zaten ilk dört ayın yıllıkta aldığı yüzde 30 dolayındaki genel pay da, bizi yine bu rakamlara götürüyor.
Ne var ki, daha yılın bitimine çok var; ekonominin seçimden sonraki gidişatını belirleyecek çok etken var.Dolayısıyla tahminleri revize etmek gerekebilir. Biz, şu anki tabloyu ortaya koymaya çalışıyoruz.
Merkez Bankası, önceki gün yaptığı açıklamada, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının göreli olarak yavaşladığına dikkat çekmiş ve buna dayanarak döviz alım tutarının düşürüldüğünü belirtmişti. Sermaye akımındaki yavaşlama sürerse, kurların ılımlı bir şekilde yukarı gitmesi kaçınılmaz olacak demektir. Bu da, ihracatın biraz daha toparlanması, ithalatta nisanda ortaya çıkan ivme kaybının ise daha da belirginleşmesi anlamına gelir. Böylece 260-140 dengesi, rakamların birbirine yaklaşması biçiminde yeni değerler alabilir. Hem zaten bu değerler ithalatın tepe, ihracatın dip noktaları niteliğinde. Dolayısıyla bundan sonraki değişiklik olsa olsa bu iki rakamın birbirine yaklaşması biçiminde olacaktır.
Dış ticaret rakamları nisanda bir dönüşe işaret ederek umut verdi ya da başka bir ifadeyle yoğunlaşan karamsarlığı biraz olsun dağıttı. Bu, bir aya özgü bir durum mu, yoksa bir eğilimin başlangıcı mı, zamanla göreceğiz.
Alaattin Aktaş/Dünya