Küresel ısınma, çevre kirliliği gibi etkenler tüm sektörleri çevreye karşı daha duyarlı olmaya zorluyor. Kuşkusuz bu konuda en büyük görevlerden biri de taşımacılık sektörüne düşüyor.
Avrupa Birliği azot ve karbondioksit salınımını en aza indirecek önlemlerin alınmasını sağlayacak yeni yasalar belirlerken, lojistik firmalarını da alternatif taşıma modlarını kullanmaya zorluyor. Tüm bu gelişmeler ise şirketleri karayolu taşımacılığına oranla daha çevreci olan demiryolu taşımacılığına yöneltiyor.
“Küresel ısınma intermodale zorluyor”
26-27 Mayıs 2011 tarihlerinde UTİKAD’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen 10. Güneydoğu Avrupa Forwarderlar ve Lojistik Operatörleri Kongresi’nin önemli gündem konularından biri de ‘intermodal taşımacılık’ oldu. Toplantıya katılan uluslararası lojistik sektör temsilcilerinin buluştuğu ortak nokta; firmaların karayolu taşımacılığının oranını azaltarak çevreye duyarlı alternatif taşıma modlarını içeren intermodal taşımacılık sistemine geçmesi gerektiğiydi.Toplantıda konuşmacı olarak yer alan Romanyalı katılımcı Stefan Popa, küresel ısınma ve benzeri çevresel etkenler nedeniyle intermodal taşımacılığa ilgilinin giderek artığını ve bunun gelecek yıllarda daha da yoğunlaşacağını kaydetti. Taşımacılıkta çevreye verilen zararın en aza indirilmesi için firmaların birden fazla taşıma modunu bir arada kullanması gerektiğini söyleyen Popa gelecekte denizyolu ve demiryolunun öneminin daha da artacağını belirtti.
AB ‘demiryolunu’ konuşuyor
Kongrede konuşan CLECAT Demiryolu Taşıma Enstitüsü’nden Dr. IvanPetrov, Avrupa Birliği’nde demiryolu taşımacılığına yönelik gelişmeleri katılımcılarla paylaştı. Brüksel’de ‘demiryolu paketi’ konusunun ele alındığını aktaran Petrov, Avrupa Birliği’nin demiryolunun gelişimine yönelik AB’ye üye 27 ülkeyi kapsayan bir demiryolu taşımacılık koridoru belirlediğini ve bu yönde altyapı çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, Türkiye’nin de bu koridorda yer alması gerektiğini vurguladı.
“Demiryolunda Avrupa ile rekabet edemiyoruz”
Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan ise demiryolu taşımacılığının özellikle son dönemlerde tüm dünyada birçok avantajı ile tekrar ön plana çıktığını belirtti. “Demiryolu taşımacılığı alanında Avrupa ülkeleri ile ülkemizi kıyasladığımızda maalesef istenilen noktada olmadığımızı demiryolu ağımızın genişletilmesine yönelik ciddi ve hızlı adımlar atmamız gerektiğini düşünüyoruz” diyen Küçükertan, özel sektörün demiryolu taşımacılığına olan ilgisinin özendirilmesi için demiryollarının mevcut altyapı sorunlarının çözüme kavuşturulması ve gerekli yasal çerçevenin tüm sektör temsilcilerinin beklentilerini karşılayacak şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirerek şöyle devam etti: “Özellikle organize sanayi bölgelerine, sanayileşmiş şehirlere, fabrika ve limanlara demiryolu hatlarının ulaştırılması gerekiyor. Öte yandan demiryolu taşımacılığın gelişimi ve sektörün büyümesi için gerekli rekabet ortamını yaratmak gerekiyor. Bu koşullar da ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) tekel olmaktan çıkmasıyla sağlanabilir. Ülkemizde demiryolu taşımacılığının gelişimi için atılması gereken en önemli adımın özel şirketlerin de lokomotif sahibi olabilmelerini desteklemekten geçtiğini düşünüyoruz.”
DTD: Türkiye ‘demiryolu çağı’ trenini kaçırmamalı
Dünyada demiryolu taşımacılığının öneminin giderek artığını ve 21. Yüzyıl’ın ‘Yeşil, Modern ve Küresel Demiryolu Çağı’ olarak başladığını ifade eden Demiryolu Taşımacılığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Öz ise, yeşil ve temiz bir dünyanın ancak temiz sanayi üretimi, çevreye duyarlı, doğaya dost taşımacılık zinciri ile bir anlam kazanabileceğini vurguladı. Öz, “Dünyanın üzerinde mutabık kaldığı ve geleceğin taşımacılık sistemini oluşturacağı anlayışa göre bu zincirin ekseni demiryolu taşımacılığı olacak” dedi. 2023 hedeflerine ulaşılmasında demiryolu taşımacılık sektörünün de önemli bir paya sahip olduğunu vurgulayan İbrahim Öz, bu noktada yapılması gerekenleri ise şu şekilde sıraladı: “Demiryolu sisteminin yeniden yapılandırılması altyapı ve işletme ayırımı ve gerekli kurumlaşmalar oluşturulmalı. Demiryolu sektörüne yönelik kanunlar ivedilikle çıkarılmalı. Yük taşımacılığına öncelik verilmeli. Bu bağlamda belirli hatlar yük taşımacılığına tahsis edilmeli. Belirli yüklerin (maden, inşaat malzemesi, vb.) demiryolu ile taşınması için her türlü önlem alınmalı. Liman bağlantılarındaki dar boğazlar özenle incelenerek çözüme kavuşturulmalı. Özel girişimin vagon sahipliği özendirilmeli.”
Kaynak: Perşembe Rotası