Anadolu ve Rumeli, denizle iç-içe bir coğrafyadır. Kuzey ile Güney, Doğu ile Batı arasında bir arayüz; bir ulaşım köprüsüdür. Uygun ulaştırma altyapısıyla transit gelirlerini çokça katlamaya adaydır.
Türkiye coğrafyasında da , bir AB şartı olarak, AB standardında “kombine taşıma anlayışı” benimsenmeye adaydır. Öte yandan, çağdaş İpekyolu (TRACECA) insanoğlunun yaşamına yoğun biçimde girdiğinde Türkiye’nin de TRACECA gelirlerinden pay alması isteniyorsa intermodal taşıma anlayışına yer verilmesi gerekecektir. Bu nedenle, Türkiye coğrafyası kombine ve intermodal hizmet anlayışlarıyla kol kola girmek durumundadır.
Her iki anlayış arasında altyapı bakımından bir fark yoktur; farklılık sistemlerde yaygınlıkla kullanılacak yükçünlerdedir.
Türkiye’de kapıdan-kapıya hizmet, öncelikle mevcut altyapının kolayca tümleştirilebileceği bölgelerde uygulanmalı ve deneyim kazanılmalıdır. Yeni altyapılar devreye alındıkça hizmetin yaygınlaştırılmasına gidilmelidir.
Kapıdan-kapıya hizmet türevlerinde denizyolu ve demiryolu, ana taşıma sistemleri olarak Anadolu coğrafyasına egemen olmak durumundadır. Bir anlamda kombine / intermodal ağının ana bileşenleri denizyolu ve demiryolu olmalıdır. Yükçünler - kamyonlar da dâhil - ana ulaşım odakları arasında ya denizden veya demiryoluyla taşınmalı; sadece yükçünlerin teslim edildiği / teslim alındığı satıcı / alıcı noktaları ile ana ulaşım odakları (liman terminalleri, istasyonlar) arasındaki ara taşımalar (ilk ayak ve/veya son ayak) karayolu araçlarıyla yapılmalıdır. Denizyolu ve demiryolu terminalleri, karayolu taşımacılığını kuşuçumu 200 km üzerine çıkartmayacak biçimde kombine / intermodal hizmet ağıyla tümleştirilmelidir.
Karayolu taşıtlarının günümüzde olduğu gibi satıcıyı alıcıya bağlayan ve binlerce km yi içleyen “maliyet umursamaz” hizmet anlayışı yasal kısıtlama kapsamına alınmalıdır.AB mevzuatı uyum bağlamında örnek alınabilir.
Denizyolunda ana taşıma sistemi olarak kabotaj taşımacılığı öne çıkacaktır.
Kabotaj taşımacılığı, ro/ro gemileri, kombine ro/ro gemileri ve demiryolu ferileri deniz taşıtları salt altyapı portföyünü oluşturacak şekilde yapılandırılmalıdır. Özendirme de bu doğrultuda tasarlanmalıdır. Liman altyapılarında ro/ro gemilerine ve demiryolu ferilerine hizmet verebilecek kabotaj terminalleri oluşturulmalıdır.
Mevcut demiryolu ağları güçlü raylara geçilerek güçlendirilmeli ve yükçün taşımalarına uyarlanmalı; kapıdan-kapıya hizmetle uyumlu yeni ağlar planlanmalı; dünyadaki gelişmelere koşut olarak demiryolu gabarileri (üstgeçit, tünel gibi) asgari 7.0 m olarak benimsenmeli; böylelikle demiryolu şasilerinde üst üste iki konteyner taşınabilmesine, bu yolla da hizmette ölçek ekonomisine olanak sağlayacak ulaşım ortamı hazırlanmalıdır.
Türkiye’de de yaygınlaşması çok zaman almayacak olan kapıdan-kapıya hizmet anlayışı için kolları sıvamanın zamanı gelip çatmıştır.
Marifet kolları zamanında, geç kalmadan sıvayabilmektedir.
Necmettin Akten/Perşembe Rotası