Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / NÜFUS ARTIŞI VE LOJİSTİK

NÜFUS ARTIŞI VE LOJİSTİK

NÜFUS ARTIŞI VE LOJİSTİK30.06.2011

Dünya üzerinde lojistiğin bu kadar hızlı büyümesinin iki temel faktörü var. Birincisi tüketimin artması, diğeri küreselleşmedir. Nüfus artışı beraberinde tüketimin artmasını ortaya çıkartırken, artan tüketim de üretimin artmasına olanak vermektedir. Üretimin artması ölçekleri büyütmekte, daha fazla üretim için ucuz ve üretime yakın hammadde, daha ucuz enerji, daha avantajlı üretim teşvikleri, daha ucuz işgücü gerektirmektedir. Daha avantajlı üretim noktalarının kurulması talebi, üretimi tüketimin çok olduğu bölgelerden gelişmekte olan ülkelere taşımaktadır. Üretim ile tüketimin arasındaki mesafenin artması sonucu küresel taşımacılık gelişmektedir. Daha büyük gemiler, daha büyük limanlar, konteyner taşımacılığı, intermodal taşıma avantajları ile demiryollarına yatırım, taşımanın hızlandırılması, gümrük işlemlerinin ve transit taşımanın hızlandırılması, büyük depolara, aktarma merkezlerine olan ihtiyaç lojistik köyleri gündeme getirmektedir.

Wolfgang Lutz, "The Future of World Population" çalışmasında dünyanın farklı bölgelerinde farklı nüfus artışı hızları ile karşılaşacağımızı ön görmektedir.  Gelecek 20 yılda Avrupa'da % 10, Kuzey Amerika'da % 35, Çin'de % 50, Güney Amerika'da % 75 nüfus artışı beklemektedir. Türkiye nüfusunun da 2030 yılında 100 milyon kişiye ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Artan nüfus ancak kişi başı milli gelirin artması ile tüketici haline gelebilmektedir. Ülkenin GSMH'sı nüfus artışından daha az artarsa kişi başı satın alma gücü düşmekte, lojistik pazar küçülmektedir. Bunun tersine GSMH' nüfus artışından daha çok artarsa, artan gelir doğrudan tüketime yönelmekte ve ürün hareketi artmaktadır. Benzer şekilde nüfus artışından daha fazla artan dış ticaret hacmi ithalatı ve ihracatı arttırmakta, uluslararası taşıma pazarı gelişmektedir. Türkiye geçen 10 yıllık süreç içinde her iki olguyu birlikte yaşamış şanslı bir ülkedir. Ülkemizde lojistik sektörünün ölçeklerinin büyümesinin temelinde yatan nedenler bunlardır. Gelecek 20 yılda GSMH'mızın 4 kat büyüyeceği, nüfusumuzun % 30 artacağı, kişi başı milli gelirimizin 5 kat artacağını hayal etmek artık zor değil. Lojistik sektörü ülkemizde büyüyecektir. Bu büyümeyi hızlandıracak bir faktör de dengeli gelir dağılımı olacaktır. Ülkede işsizliğin azaltılması, gelirin düşük gelir seviyeli kesimlere de yayılmasına, temel ihtiyaç malzemelerinin, hızlı tüketim ürünlerinin daha çok tüketilmesine, büyük şehirlerde gelişen lojistik sektörünün Anadolu'ya yayılmasına olanak sağlayacaktır. Taşıma mesafelerinin artması yeni depoların inşa edilmesine, demiryolu taşımamızın gelişmesine, ülkede taşımacılık koridorlarının oluşturulmasına ve bu koridorlar arasında yüklerin aktarılacağı, konsolide edileceği, katma değerli hizmetlerin verileceği depolara, lojistik merkezlere hatta lojistik köylere ihtiyaç yaratacaktır.

Bu günden hazırlık yapmamız gerek. 100 milyon kişilik bir tüketime, 2 trilyon Dolardan fazla GSMH'ya, 550 Milyar Dolarlık ihracata, 650 Milyar Dolarlık İthalata hazırlamalıyız kendimizi. Ulusal stratejilerimizi belirlemeliyiz artık. Bu stratejileri eylem planlarına dayandırmalıyız. Eylem planlarımızı uzun dönemli iş hedeflerine döndürecek Lojistik Master Planlarımızı yapmalıyız. Lojistik alt yapılar birkaç yılda tamamlanacak projeler değildir. İhtiyacın henüz ortaya çıkmadığı, hatta görülmediği zamanda başlayacak ve tam ihtiyaç anında, tam kapasiteyle devreye girecek yatırımlardır. Bu günü düşünüp, bu günün kavgasını yaparak geleceğimizi kuramayız. Politikacılarımıza, bürokratlarımıza, odalarımıza, derneklerimize, büyük şirketlerimize bu günün her türlü kısır çekişmelerinden uzaklaşmayı ve geleceğimiz için düşünmeyi, planlamayı, eyleme başlamayı öneriyorum.

Atilla Yıldıztekin/Perşembe Rotası