Başarının birinci şartı bizleri ileriye götürecek, yolumuzu belirleyecek hayallerimizin olmasıdır. Hayallerimizi hedeflerimize çevirdiğimiz an yürüdüğümüz yolu biliyoruz demektir. Kimisi kendi yaşamında hedeflerini belirler, kimisi de hayallerini geniş tutar ve kendi sınırları dışına çıkartır. Benim için de Karadeniz – Akdeniz taşıma koridoru oluşturulmasında yer almak, hayallerimin başında geliyor. Bunu hedef haline getirme şansını buldum. Sırasıyla Mersin Lojistik Master Planını, Samsun Lojistik Master Planını ve İskenderun Lojistik Master Planını hazırladım. Her üç şehirdeki liman projelerinde yer aldım. Tüm master planlarda aynı vizyona sahiptik. “ Mersin’i, Samsun’u ve İskenderun’u Türkiye’nin Kuzey’i ile Güney’ini bağlayan taşıma koridorunda başlangıç noktası yapmak”. Mersin’de MIP Mersin Uluslararası Limanı çalışıyor. Planlanan kapasitesinin de üzerine çıktığını görüyoruz. Samsun Port da yatırımının büyük kısmını tamamladı artık, yük hareketlerinin artmakta olduğunu biliyoruz. İskenderun Limanı da güçlü bir kuruluşun Limak’ın yatırım alanında. Kanuni işlemler bittikten sonra hızlı bir şekilde konteyner ve konvansiyonel kargo olarak elleçleme potansiyeline kavuşacağını biliyorum.
Başlangıçlarımız 1-2 sene içinde eksikleri tamamlanmış bir şekilde devreye girecek. Eksik olan bu başlangıç noktalarını birbirine bağlayacak olan taşıma koridorunun da devreye alınmasıdır artık. İhraç ürünlerimizi bu üç limana getirecek geniş hinterland içinde çalışacak demiryollarımızın güçlendirilmesi, kısaltılması, TCDD intermodal terminallerin, ve her üç ildeki lojistik köylerimizin devreye alınması şart artık. Samsun limanlarının tüm Karadeniz limanlarını toplayıcı bir merkez liman olması, buraya gelen yüklerin hızlı yük katarları ile, daha kısaltılmış demir yolu hattıyla, şimdilik Mersin Limanına, daha sonra da İskenderun limanına taşınması, bu limanlardan da başta Akdeniz olmak üzere tüm dünya limanlarına taşınması düşünülmelidir. Tersine olacak yük transferinin de Karadeniz’e gidecek transit ürünlerin Mersin veya İskenderun Limanlarından Samsun Limanlarına taşınması sağlanmalıdır. Bu taşınma yeni inşa edilebilecek, hızlı ve programlı çalışacak bir demiryolu ile bağlantılanmalıdır. Bu demiryoluna Doğudan ve Batı’dan bağlanacak olan hatlarla Türkiye’nin sadece Kuzey - Güneyi değil Doğu ve Batısı da denizlere hızlı ve güvenilir bir çıkış hakkı sağlayacaktır.
Samsun’dan Akdeniz’e sekiz saatte, daha güvenilir ve ekonomik inecek olan bir taşıma şekline hayır diyebilecek bir kişi düşünemiyorum. Taşıma hızını arttıracak, deniz riskini ortadan kaldıracak, güvenilir, programlı bir taşıma koridoru sadece bu şehirlerdeki sabit esnafın değil, demiryolu işletmecileri şirketlerimizin, sürücülerimizin, bu yol üzerinde çalışan dinlenme tesislerinin de avantajına olacaktır. İkinci İstanbul kanalı veya Filyos konteyner limanı gibi çözümlerin milli ekonomiye katkısı elbette Karadeniz – Akdeniz hattının işletilmesinden daha fazla katma değer yaratamayacaktır. Bu bağlantıyı kurarken Osmaniye, Antakya bölgelerinde de yaptığımız gibi; Kuzey - Güney hattını besleyecek veya beslenecek hat yakınındaki diğer şehirlerin de lojistik merkezlerle desteklenmesi gerektiğini unutmayalım.
Karadeniz bölgesinin bir barış denizi olması, Akdeniz bölgesi üzerinde bir fırsat tabanı yaratması da masa üzerinde durması gereken bir ortak konudur. Ellerini taşın altına sokacak kişileri bekliyoruz.
Atilla Yıldıztekin