1 Ocak 2012 itibariyle başlayacak Elektronik Özet Beyan uygulamasına sayılı günler kala forwarderlar açısından tüm detaylar hala netlik kazanmadı. Sistemde taşıma işi organizatörü olarak tanımlanan forwarderların ön beyanı hangi sıfatla vereceğinin belirsizliğini koruduğuna dikkat çeken UTİKAD Başkanı Turgut Erkeskin, çözüm için AB’deki yeni eğilimi örnek gösteriyor. Erkeskin, TTK’da da net olarak tanımlandığı gibi forwarderların da ‘taşımacı’ olarak değerlendirilmesi halinde yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olmayacağını aktarıyor.
Dış ticareti ve lojistik süreçleri önemli ölçüde kolaylaştıracak ve hızlandıracak olan elektronik ön beyan-özet beyan uygulamasının devreye girmesine kısa bir süre kaldı ama forwarderlar açısından hala tüm sorular cevaplarını bulmuş değil. 2011 yılında hayata geçmesi planlanan ancak sonrasında 2012’ye ertelenen uygulama, sistemde taşıma işi organizatörleri olarak adlandırılan forwarderların ağırlıklı olarak yer aldığı denizyolu konteyner taşımacılığında, konteynerin gemilere yüklenmesinden 24 saat önce T.C. Gümrüklerine taşınan mal ve ticareti yapan kişiler hakkında özet beyan verilmesi sürecini kapsayacak. Gümrüğün bu mal hareketini onaylaması ile de alınan onay numarasına istinaden malın/konteynerin gemiye yüklemesi yapılacak.
Sürecin sorunsuz işlemesinde büyük bir rolü olacak taşıma işi organizatörlerinin sistemin içinde ne şekilde yer alacağı ise hala belirsiz.
Taşıma işi organizatörlerinin beyanlarını verebilmesini olanaklı kılacak düzenlemelerin en kısa zamanda yapılması ve sürecin tüm yönleriyle sorunsuz işlemesi için Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği de (UTİKAD) ilgili makamlar nezdinde girişimlerini sürdürüyor. Söz konusu ön beyanın kimler tarafından verileceği hakkında dünyada farklı uygulamaların olduğunu söyleyen UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Erkeskin, bu konuda en net ve flexible sistemin, uygulamaya da ilk başlayan ABD’de olduğuna dikkat çekiyor. Erkeskin ABD’de ön beyanı hem fiziki taşıyıcıların hem de taşıma işi organizatörlerinin verdiğinin altını çiziyor. Erkeskin, Türkiye’deki sistemde de yine Türkiye’de yerleşik bir firmanın bu beyanı verme zorunluluğu olduğunu aktararak şöyle konuşuyor: “Bu durumda en önemli amaçlardan birisi beyanın yanlış olması ve beyan verilirken gerekli özen gösterilmediği taktirde cezai müeyyidelere taraf olacak kişinin Türkiye’de olması.”
TTK’da forwarderlar ‘net olarak’ tanımlanıyor
Erkeskin’in verdiği bilgilere göre, uygulamanın devreye girmesine sayılı günler kala taşıma işi organizatörlerinin, yani fiziki taşıma sürecini bütün hak ve sorumlulukları ile üstlenen ve taahhüt edenlerin bu ön beyanı ne sıfatla vereceği belirsizliğini koruyor. Bazı kamu birimlerinin mevzuat düzenlemelerini yaparken taşımacılık dünyasına sadece fiziki taşıyıcıların bakış açısıyla yaklaştığını, özet beyan uygulamasının da bu durumun bir örneği olduğunu vurgulayan Erkeskin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Halbuki özellikle hem eski hem de önümüzdeki sene yürürlüğe girecek Türk Ticaret Kanunu (TTK), taşıma işleri organizatörlerinin ki, bunlar pek de uygun olmayan şekildeki isimlendirilmesi ile komisyoncularının, hangi hallerde taşıyıcı hüviyetini kazandığını, onun hak ve sorumluluklarını yüklendiğini net bir şekilde ifade etmiş. Kısaca taşıma işleri komisyoncusu, anlaşılmış bir ücret karşılığında konşimento ve navlun faturası keserek taşımayı taahhüt ettiğinde taşıyıcı statüsü kazanmakta. Zaten tüm ticari davalarda Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri biz taşıma işleri organizatörlerini taşıyıcı statüsünde değerlendirmekte. TTK ile paralelliği sektörün belki de üzerinde en çok tartıştığı Karayolu Kanunu ve Yönetmeliği’nde görmekteyiz. Yine bu konuda taşıma işleri organizatörü sıfatına haiz firmaların taşıyıcı hak ve sorumluluklarına sahip olduğunu görüyoruz. İşte bu durum taşıma işleri organizatörlerinin, kendi konşimentosunu keserek taşımayı üstlenmiş olması durumunda, taşıyıcı statüsü ile ön beyanı vermesi sonucunu doğurur.”
FIATA, CLECAT ve AB aynı görüşte!
Erkeskin, uygulamanın bu çerçevede başlaması durumunda yine Avrupa Birliği tanımlarında da taşıyıcıların ve taşımayı taahhüt eden firmaların taşımacı olarak değerlendirilmesi ile de paralellik oluşacağına işaret ediyor. Erkeskin, dolayısıyla taşıma işleri organizatörlerinin konşimentosunun yüklemede ihracatçılara verilen sevk evrağı olarak kullanıldığı durumlarda, Gümrük İdaresi’ne ön beyanı taşıyıcı olarak vermesi gerektiğini vurguluyor. “Bu bir taraftan uygulamada kolay, hızlı, doğru ve sistematik bilgi akışını sağlarken, diğer taraftan da Gümrük İdaresi’nin aradığı, yanlış beyan durumunda sorumluluk/ceza sisteminin nasıl kurgulanacağı konusunda çözüm olacaktır” diyen Erkeskin, böylece yeni bir kanun yapılmasına gerek kalmadan, taşıma işleri organizatörlerinin de gerekli yaptırımlara taraf olacağını ifade ediyor.
Türkiye’den önce uygulamaya başlayan ve aksaklıkları gören Avrupa Birliği’nin de uygulamalarını bu yöne kaydırdığını aktaran Erkeskin, UTİKAD’ın da üye olduğu CLECAT ve FIATA’nın gemiye malların yüklenmeden önce özet beyanın taşıma işleri organizatörleri tarafından doğrudan verilmesi görüşünü savunduğunu iletiyor. Erkeskin, “Unutulmamalıdır ki, biz taşıma işi organizatörleri bir taraftan ticareti kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı hüviyetimiz ile dünya ölçeğinde mal ve beraberinde ilgili bilgi akışlarını sistematik bir şekilde koordine ederken, diğer taraftan da fillerimizin her türlü sorumluluğunu üstlenmekteyiz” diye konuşuyor.
Kaynak: UTA Lojistik