Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / GÜMRÜKLERDE YENİ DÖNEM

GÜMRÜKLERDE YENİ DÖNEM

GÜMRÜKLERDE YENİ DÖNEM20.12.2011


Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, lojistik ve ihracat sektörünün en büyük sorun olarak gördüğü ‘gümrük uygulamalarını’ hayata geçireceği güçlü reformlarla iyileştirmeye hazırlanıyor. Türkiye’yi dünyanın en kolay ticaret yapılan ülkesi haline getirmeyi hedefleyen Bakanlık, 4 yıllık projeksiyonu çerçevesinde hayata geçireceği kağıtsız gümrük, yerinde gümrükleme, ortak kapı modeli,  lisanslı depoculuk ve Gümrük ve Ticaret Konseyi kurulması gibi birçok projeyle gümrük işlemlerine hız ve etkinlik kazandırmayı planlıyor. Yeni dönemdeki proje ve hedeflerine ilişkin UTA Lojistik Dergisi’ne özel açıklamalarda bulunan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin gerçekleştirilmesinde köprü görevini üstlenecek gümrük idareleri için bir eylem planı hazırladıklarını, bunun uygulamaya geçirilmesiyle gümrüklerde yaşanan birçok temel sorunun aşılacağını söylüyor. Sınır geçişlerinde beklemelerin hiç yaşanmayacağı bir yönetim ve işletim modeli olan “Ortak Kapı Modeli”ni hayata geçireceklerini vurgulayan Bakan Yazıcı, bu uygulamayla yapılması gereken ver girişi ve kontrol işleminin yanlıca giriş ülkesindeki sınır kapısında gerçekleştirileceğini belirtiyor.  Bunu bir adım daha öteye taşıyarak gümrüklerde ‘kâğıtsız ve insansız’ bir dönemi başlattıklarının altını çizen Bakan Yazıcı, “Artık ticaret erbabı gümrüğe gelmeksizin, gümrük beyannamesinin yanı sıra buna eklenmesi gereken belgeleri de tamamen elektronik ortamda ve elektronik imza ile kendi bürolarından gümrük idaresine sunacaktır. Bu uygulamaya, bazı gümrüklerimizde geçtik ve yılsonuna kadar tüm gümrüklerimizde geçmiş olacağız” diyor. Kağıtsız Gümrük Uygulaması’nı takiben hayata geçirilecek “Tek Pencere” sistemi ile kurumlar arası onay sisteminin sağlayacağı veri alışverişiyle gümrük beyannamesine eklenen belgelerin tamamen kaldırılacağını ifade eden Bakan Yazıcı, söz konusu uygulama ile sadece gümrük işlemlerinde değil tüm dış ticaret süreçlerinde de kağıtsız ortama geçilmesinin hedeflendiğini dile getiriyor. VIP Geçiş olarak nitelenen Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü Projesi (AEO) ile firmalara güvenilirliklerinin derinlemesine kontrol edildiği bir inceleme süreci sonunda özel bir statü ve sahip oldukları güvenilirlik seviyeleri ile paralel olarak gümrük kontrol ve formalitelerinde önemli imtiyaz ve kolaylıklar tanınacağına işaret eden Yazıcı, “Bir diğer projemiz olan Lisanslı Depoculuk ve Ürün İhtisas Borsacılığı ile tarım ürünleri laboratuvar testinin ardından modern depolarda sağlıklı depolanacaktır. Bu projenin tam olarak hayata geçirilmesi ile ülkemizin tarım ürünleri ticaretinin bir merkezi haline geleceğini düşünmekteyiz. Bugüne kadar toplam 7 adet lisanslı depoculuk anonim şirketine kuruluş, bir tanesine de faaliyet izni verilmiştir. Geri kalan 6 şirketin ise faaliyet izni alması için gerekli olan çalışmalar devam etmektedir” diyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, ayrıca gümrük ve ticaret politikalarının oluşturulması ve uygulanması noktasında tüm paydaşların görüşlerinin değerlendirileceği, mevzuat ve politikalara ilişkin araştırma ve çalışmalara imza atacak danışma organı niteliğinde bir yapıyı hayata geçirerek, Gümrük ve Ticaret Konseyi kurmaya hazırlanıyor. Yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname ile yasal zemini oluşturulan konseyin, çalışma usul ve esaslarının yönetmelikle belirleneceğini ifade eden Bakan Yazıcı, gümrük ve ticaret politikaları belirlenirken, lojistik sektörüne ilişkin konularında masaya yatırılacağını sözlerine ekliyor.

TTK ile ticaretin kuralları yeniden yazıldı

2012’de yürürlüğe girecek olan Yeni Türk Ticaret Kanunu lojistik sektörüne yönelik ne tür yenilikler getiriyor? Yeni düzenleme hem dış ticaretimize hem de lojistik süreçlerin performansına nasıl yansıyacak?

Meclisimizin dayanışma içerisinde hayata geçirdiği ve yasalaştırdığı Yeni Türk Ticaret Kanunu ile ticari kurallar yeni baştan yazıldı. Ulusal ve uluslararası ihtiyaçlara cevap verebilecek kapasitede olan yeni Ticaret Kanunumuz 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar ki yedi aylık süre zarfında, başta şirketler olmak üzere ticari hayatın içinde olan tüm tarafların kendilerini hazırlamaları büyük önem arz etmektedir. Yeni Ticaret Kanunu ile ilgili 20’yi aşkın ikincil düzenleme çalışmalarını yapma görevi bakanlığımızın sorumluluğundadır. Uygulamaya yön verecek olan son derece önemli ikincil mevzuat çalışmalarını akademisyenler ve uzman ekiplerden oluşan Yeni Türk Ticaret Tasarısı Hazırlık Bilim Komisyonu ile işbirliği yaparak yürütüyoruz. Bu kanun ile piyasa ekonomisinin temeli olan ticari işletmelerin, uluslararası muhasebe standartlarına uygun, bağımsız denetim ilkeleri çerçevesinde şeffaflık ile hesap verilebilirlik ilkeleri doğrultusunda, serbest piyasa ekonomisine entegre bir biçimde faaliyet göstermeleri, işletmelerin uluslararası rekabet piyasalarında güçlü aktörler olarak çalışmalarını sağlayacak kurum ve sistemlerle donatılması, tüm şirketlerimizin elektronik ticaret sistemine uygun altyapıya sahip kılınmaları öngörülmüştür.  Kanun ile her gün gelişen ekonomimizin ihtiyaçlarına uygun olarak piyasalara ve piyasa aktörlerine rekabet gücü sağlayan ve mevcut kanunumuzda bulunmayan birtakım düzenlemeler getirilmiştir. Örneğin yeni kanunumuzun eşya taşıma bahsinde refakat belgeleri, gönderenin kusursuz sorumluluğu, gönderenin taşıma sözleşmesini feshi, ambalaj ve işaretler ile yükleme ve boşaltma hususlarına ilişkin hükümler koyduk. Bu hükümlerle gerek gönderene gerekse de taşıyıcıya eşyanın zayii, ürünün güvenliği noktalarında ortak sorumluluklar yükledik.

2011 yılının Mayıs ayında yürürlüğe giren “Antrepoların Lojistik Merkez” olarak kullanılması doğrultusunda geçen bir yıllık süreçte ne tür adımlar atıldı?

Perakende sektöründe faaliyette bulunan ulusal marka sahibi perakende şirketleri ile yapılan çalışmalar neticesinde hazırlanan Perakende Sektörü Eylem Planı, 23 Mayıs 2011 tarihinde Gümrük Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik ve akabinde çıkarılan tebliğ ve genelgelerle hayata geçirilmiştir. Söz konusu düzenlemelerle, güvenilirliği ve sermaye yeterliliği uygun bulunan firmaların, getirilen kolaylıklardan faydalanmasına imkân sağlanmıştır. Hayata geçirilen yeni uygulama ile birlikte; antrepo rejimi kapsamında bulunan eşyanın gerek antrepoda gerekse antrepo dışında (firma sahibinin fabrikası sahası veya paketleme ünitesinde) elleçleme işlemine tabi tutulması ve serbest dolaşımda bulunmayan eşyanın milli eşya ile paketlenmesine olanak sağlanmıştır. Elleçleme işlemi için her defasında Gümrük İdaresinden izin alınması yerine, yapılan işlemlerle ilgili olarak gümrük idaresine bildirimde bulunmasına imkân tanınmıştır. Antrepodan eşyanın paketlenmek üzere geçici çıkışı işlemleri kolaylaştırılmış, Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri aracılığı ile takip sistemi kurulmuştur.  Söz konusu düzenlemelerle, ithal eşyasının, ek mali yükümlülüklere tabi olmaksızın yerli eşya ile paketlenerek ihracına imkân sağlanarak ihracatçımız yaklaşık 1.5 milyar ABD dolarlık maliyetten kurtarılmıştır. Yeni uygulama ile getirilen kolaylıklardan; düzenlemenin hayata geçirildiği tarihten bugüne tekstilden uçak aksamına kadar yirmi değişik sektörde, yaklaşık 2000 adet elleçleme talebi yapılmış ve 130 adet antrepoda bu kapsamda işlemler gerçekleştirilmiştir.

Rotterdam’dan Konya’ya transit geçilecek

Bakanlık olarak önem verdiğiniz konulardan biri de Ortak Transit Rejimi. Türkiye Ortak Transit Rejimi'ne tam olarak ne zaman geçecek? Bu rejim lojistik ve taşımacılık sektörüne ne tür kolaylıklar sunacak?

Ortak Transit Sözleşmesine 1 Temmuz 2012 tarihi itibariyle taraf olmamız öngörülmektedir. Ülkemizin sözleşmeye taraf olmasıyla, Türkiye, AB’ye tam üye olmamasına rağmen transit işlemleri açısından AB üyesi bir ülke gibi işlem yapabilecek konuma gelecektir. Ortak transit rejiminde nakliyecimiz, gerek Türk gümrük idarelerinde gerekse AB gümrük geçişlerinde daha az bürokrasi ile karşılaşacak, ayrıca taşımacı elektronik beyanı, her aşamasında izleyip taşımanın gerçekleşip gerçekleşmediğini takip edebilecektir. Bu bağlamda, Türkiye’den bir AB ülkesine yapılacak karayolu taşımasında Gaziantep’ten açılacak bir transit beyannamesi ile Hamburg ya da Londra’ya kadar eşyanın tek bir beyan ile taşınması mümkün olacaktır. Aynı şekilde, Rotterdam’da açılacak bir transit beyannamesi de başka bir işleme gerek olmaksızın Konya’daki gümrüğümüzde sonlandırılacaktır. Belirli güvenilirlik kriterlerini sağlayan taşımacılar, kapsamlı teminat,  teminattan vazgeçme, izinli alıcı ve izinli gönderici gibi kolaylık sağlayıcı uygulamalardan faydalanabilecektir. Diğer taraftan, ortak transit rejimi, gümrük idareleri açısından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Örneğin, Berlin’den Ankara’ya gerçekleştirilecek bir ortak transit işleminde araç ve eşya Berlin gümrüğünden yola çıktığı anda beyanname bilgileri ülkemize giriş yapacağı Kapıkule ve Ankara’daki varış gümrüğünde görülebilecek, böylece eşya için yapılması gerekli risk analizleri ve kontroller daha etkin bir şekilde yapılabilecektir. Gümrük idareleri, ortak transit işleminin her adımını sistem üzerinde izleyebildiklerinden rejimin güvenliğini sağlama ve kaçakçılıkla mücadelede avantaj elde edecek, doğabilecek gümrük vergilerinin tamamı teminat altına alınarak taşındığından kamu alacağı da güvence altına alınmış olacaktır.  İzinli gönderici ve izinli alıcı gibi basitleştirilmiş usullerin yaygınlaşması ile ticaret erbabının gümrük idaresine fiilen eşyayı sunma zorunluluğu ortadan kalkacağı için gümrük idaresi zaman, işgücü, idari kapasite ve etkin denetim anlamında önemli kazanımlar sağlayacaktır. “Ortak Transit” olarak adlandırdığımız yeni sistemde, AB’den hareket ederek Türkiye’ye karayolu ile gelen transit eşyasının bilgilerini, bu ülkelerle ortak kullanacağımız bilgisayar sistemi sayesinde,  eşyanın hareket ettiği anda alabilecek duruma geliyoruz. Bunun için gerekli olan tüm altyapı çalışmalarını tamamladık. Bu sisteme geçtiğimizde, TIR taşımaları daha güvenli ve hızlı bir hale gelecek, ticaret erbabımızın transit taşımacılık maliyetleri önemli ölçüde azalmış olacaktır. 

Lojistik ve taşımacılık sektörü açısından gümrük hizmetlerinde yaşanan en temel sorunlar ve çözüm önerileriniz neler?

Türkiye’de ticari malların %92’si karayolu ile taşınmaktadır.  Karayolu taşımacılığına olan bağımlılık, trafik sıkışıklığı, çevresel olumsuzluklar, sınır geçişlerinde sorunlar vb. sorunlar doğurabilmektedir. Bu sorunların üstesinden gelebilmek ve daha sürdürülebilir bir ulaştırma sistemi oluşturabilmesini teminen intermodal taşımacılık alternatifi değerlendirilebilir.  Lojistik köyler kurulması ve bunların birbirleriyle entegrasyonu, ülkemiz lojistik altyapısının çağın gereklerine uyacak şekilde yeniden yapılandırılması ve ortaya çıkacak sistemin küresel lojistik ağlarla bütünleşmesi sağlanmalıdır. Bakanlığımız kamu ve özel sektör paydaşlarıyla yapılacak her türlü çalışmaya katkı sağlamaya hazırdır.  Avrupa’ya yönelik taşımalarımızda talebin tamamen karayolu ile karşılanması uzun vadede sürdürülebilir bir politika değildir. Karayolu taşımacılığında ekonomik ve çevresel sorunların yanı sıra, bürokratik sorunlar da yaşanmaktadır. Geçiş belgeleri yoluyla ülkemiz karayolu araçlarının taşıma yapması engellenebilmekte ve bu engellemeler taşıma maliyetlerini arttırmaktadır. RO-RO taşımacılığıyla, ekstra akaryakıt giderleri, geçiş belgesi giderleri, geçilen ülkeler için vize giderleri, araç giderleri, şoför giderleri vb. giderlerin ve kayıpların azaltılması mümkün olabilmektedir. RO-RO ve RO-LA taşımacılığına sevk edilen her taşıt, kara sınır kapılarımızdaki iş yoğunluğunun azalmasını ve işlem sürelerinin kısalmasını sağlayacak, böylece sınır kapılarında TIR kuyruklarının oluşma ihtimali de azalmış olacaktır. TRACECA koridorundaki karayolu taşımacılığına hâkim pozisyonumuzun yanı sıra, Karadeniz üzerindeki RO-RO hatlarının güçlendirilmesiyle ve açılacak yeni RO-RO hatlarıyla, uluslararası taşımacılıkta rekabet gücümüz artacaktır. Bakanlığımızca, RO-RO ve RO-LA hatları ile ilgili olarak yetkili kamu kurumları tarafından yürütülen çalışmalara destek verilmektedir.


KDV İSTİSNASI SORUNU ELEKTRONİK BİLDİRİMLE ÇÖZÜLECEK

AB mevzuatıyla uyumlu eşyanın gümrük bölgesine girmesinden/çıkmasından önce eşya ve taşıta ilişkin bilgileri içeren beyanda bulunulması yönünde mevzuat değişikliğine gidildiğini hatırlatan Bakan Hayati Yazıcı, bu değişiklikle daha önce özet beyan veremeyen forwarderların varış ve çıkış öncesi özet beyan verebilmelerinin sağlandığını söylüyor. Forwarderların ‘taşıyıcı’ olarak değerlendirilip değerlendirilmemelerinin özet beyan verilmesi açısından farklılık doğurmadığını vurgulayan Bakan Yazıcı, “ Bununla birlikte, forwarderler Türk Ticaret Kanunu’nun 814’üncü maddesi hükümleri uyarınca taşıyıcı sayılmakta olup mevzuatımızda da özet beyana ilişkin sorumluluk açısından bu yönde düzenleme yapılmasına ilişkin çalışmalar halen sürdürülmektedir” diyor. Kordon Vergi Dairesi tarafından 142 lojistik firmasına “eksik evrak gerekçesiyle” kesilen KDV cezalarını da değerlendiren Bakan Yazıcı, Mayıs 2011’de yapılan Gümrükler 2023 vizyonu konulu Arama Konferansı’na atıfta bulunarak şunları aktarıyor: “Konferansta oluşturduğumuz projelerden biri de ‘Gümrük Geçişlerinin Kolaylaştırılması, Uyumlaştırılması ve Lojistik’tir. Bu projenin alt bileşenleri arasında ‘Uluslararası Taşımacılıkta KDV İstisnasının Tevsikinin Kolaylaştırılması’ yer almaktadır. KDV istisnasının tevsikinin kolaylaştırılması bağlamında iki eylem öngördük. Bunlardan ilki transit beyannameleri verilerinin düzenlenecek bir protokol ile Maliye Bakanlığı ile paylaşılmasıdır. İkincisi ise organizatör firma bilgilerinin gümrük işlemlerinin elektronik ortamda tutulduğu bilgi sistemimize dahil edilmesidir. Böylece, organizatör firmaların ve taşıyıcı firmaların işlemleri elektronik olarak Maliye Bakanlığı’nca da takip edilebilecek ve firmalarımızın bu konuda yaşadıkları sıkıntılar çözümlenecektir.  Bu kapsamda transit rejiminin işleyişi bir bütün olarak ele alınmakta ve rejimin işleyişine ilişkin aksaklıkların da bu süreçte yapılacak düzenlemelerle çözülmesi, transit rejimine ilişkin gümrük iş süreçlerinin sadeleştirilmesi, kolaylaştırılması, gümrük idareleri arasında uygulamada birliğin sağlanması ve verilerin Maliye Bakanlığı ile paylaşılmasının sağlanmasına ilişkin çalışmalar devam etmektedir .”

Gümrükler yeniliklere yelken açıyor

Kenan Kum
Hursan Lojistik Genel Müdürü

Yıllardır kamuoyunun hep önünde olan hırpalanan ve hırpalandıkça tabiri caizse küllerinden doğan, yenilik ve teknolojilere açık olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, cesur kararlar vererek diğer ülkelere de örnek olacak şekilde önemli yeniliklere yelken açmıştır. Bilişim ve teknolojinin sayesinde globalleşen dünyada bu yeniliklere başlamak ibadet kadar kutsaldır. Dış ticaretle uğraşan firma ve yetkililerinin neler çektiklerini, nelere katlandıklarını “damdan düşenin halinden, damlar düşen anlar” misalinde olduğu gibi yine kendileri anlar.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın “Kağıtsız Gümrük” uygulamaları “Tek Pencere Sistemi” yenilikleriyle gümrüklü emtianın onaylanmış bir işlem ve kullanıma tabi tutulabilmesi için beyannameye bir sürü belge eklemesi, ilgili kurumlardan belge alması yöntemini sona erdirecek. Yeni uygulamada beyanlar elektronik ortamda yapılarak ve evrak eklenmeden sonradan kontrol edilmek üzere firmaların ofislerinde saklanacak olması, başta gümrük idarelerini güvenli kılacağı gibi, ithalat ve ihracat işlemlerine de kolaylık ve hız getirecek. Böylece dış ticaretle uğraşanlar hem zaman kazanacak hem de maliyeti bir nebze de olsa azaltacaklar. Ayrıca gümrüklerde iş takibi için görevlendirdikleri personelin de azalacak olmasından dolayı kazançlı çıkacak olan dış ticaretle uğraşanlar hem moral bulacak hem de cesaretlenecek.

“Yerinde Gümrükleme”, adından da anlaşılacağı üzere eşya, gümrük idaresine gitmeden bulunduğu yerden firmalarca gümrük idaresine bildirilecek, elektronik ortamda yapılan işlemlerde ayda bir kez beyanname verilecektir. İthalatta gümrük vergilerinin ayda bir defa toplu olarak ödenecek olması  ticaret erbabına finans ve zaman kolaylığı sağlayacağı gibi, ay sonuna kadar ithalatı yapanların art niyetli olması ve firmayı kapatıp kaçması halinde tedbir alınmazsa büyük vergi kayıpları da oluşabilir.

İstenilince oluyormuş

“Yükümlü Statü Projesi” ile özel bir statü tanınması, ihracat ve ithalat  öncesi beyan zorunluluğu getirmesi; risk önerilerinin sağlıklı yapılması, ülkemizi maddi ve manevi tehlikelerden koruyacak olması gurur vericidir. ABD ve AB ülkelerinde uygulanan bu yöntemin yıllar sonra ülkemizde uygulanması  ticaretimiz ve insanımız için büyük faydadır. Ayrıca Dünya Gümrük Örgütü (DGÖ) ile de çalışmaların devam ettiğini unutmamak gerekir. 
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın bütün bu uygulamaları, ülkemize uluslararası piyasada prestij kazandıracağı, güvenle ticaret yapılabilecek bir ülke haline getireceği gibi, dış ticaret erbabına, işlemler çok hızlı bir şekilde tamamlanacağı için güven sağlayacak ve moral verecektir. Her yönüyle çok yararlı olacaktır. Değişimler sancılı olur ancak son yıllarda uzmanlaşan, yenilenen ve eğitimli kadroya sahip olan gümrük ve gümrük muhafaza idarelerinde uygulamalarda sorun yaşanmayacağına inanmaktayım.

Ancak asıl sorun  elektronik ortama ayak uyduramayacak ülkelerle ticaretin nasıl yapılacağı noktasındadır. Bu ülkelerle olan/olacak ticaretlerde riskler devam edeceği gibi, elektronik ortamda işlemlerin yapılacak olması sadece İstanbul'da 40,000 Gümrük Müşaviri ve yanındaki çalışanının(gümrüklerde iş takibi yaptırdıkları) çok büyük çoğunluğunun işsiz kalacağı düşünülürse, işsizlik yaratacağı da unutulmamalıdır.

Yaşanabilecek sorunların çözümü ya da mevcut uygulamanın daha ilerilere taşınmasının sağlanması için bakanlığın “Gümrük ve Ticaret Konseyi” kuracağını açıklaması konuya ne kadar samimi baktıklarının bir göstergesidir. İstenilince oluyormuş demek.

Bu vesileyle, bu yeniliklerin getirilmesinde emeği geçenleri kutluyor ve hayırlı olmasını diliyorum.

‘Bilinen’ formülü

Arif Badur
Reibel Yönetim Kurulu Başkanı

Gümrük ve Ticaret Bakanımızın yaptığı açıklama ve paralelinde Gümrük Müsteşarlığı, Gümrükler Genel Müdürlüğü ve bölge başmüdürlüklerinden gelen açıklamalar çok sevindirici.
Son 10 yıldır yapılan açıklamaların sonuna geldiğimizin ispatı niteliğinde olan bu açıklamalar, Türk gümrüklerinde “BİLİNEN” formülünün uygulanmaya başlayacağının göstergesidir.

Bilindiği gibi uygar ülkelerin gümrüklerindeki “BİLİNEN” uygulaması hız ve güven ortamı oluşturuyor. Gümrükler için önemli olan, “Bilinen Gönderici”, “Bilinen Alıcı”, “Bilinen Taşıyıcı”, “Bilinen Acenta” dörtlüsünü tamamlamaktır. Bu firmaları istediği zaman kontrol edebileceği için gümrük kontrollerinde yeşil alan açmaktadır, ithalat ve ihracatta beyan ve evrak kontrolünde, -yakın zamanda evraklar da sanal ortamda verileceğinden- bu firmaların işlemleri kolaylıkla yapılabilecektir.

Gümrükler, mesaisini ve enerjisini bilinmeyen firmalar için harcayacaklardır. Firmalar da gümrükçe “BİLİNEN” olmak için ciddi çaba sarf edip düzenli olmak zorunda kalacak ve sistem gün geçtikçe daha hızlı ve güvenli hale gelecektir.

Gümrüklerin asli görevi, başta kaçak mal olmak üzere beyan, kıymet, nitelik yönünden ülke standartlarını gözetip kontrolünü yapmasıdır.

2012 de başlayacak olan ön beyan zorunluluğu, her ne kadar zorluklar yaşanacak olsa da doğru bir uygulamadır ve gümrüklerde gereksiz harcanan iş gücünü ortadan kaldıracak, hatta firmalar gümrüğe gitmeden kargolarını depolarına direkt alacaklardır. Türkiye olarak hedeflerimize ulaşmak için ilk önce gümrüklerimizi hızlı güvenilir, bürokrasisi azaltılmış, teknik bir yapıya kavuşturmalıyız. Ticaretimizde kayıtdışlılığı ne kadar azaltabilirsek gümrüklerimizi de o kadar çabuk düzenleyebiliriz. Transit kargo taşımacılığına çok önem verip ülkemizde bekleme süresini en aza indirip gümrükler, terminaller, limanlar arası iç taşıma ve hizmet maliyetlerini makul seviyelere getirmeliyiz. Limanlardaki iskele diye adlandırılan nakliye araç kooperatiflerini çoklu taşıma yapabilen ticari şirketler haline getirebilmeliyiz. Liman işletmelerini (kara-hava-deniz-demiryolu) özel sektörde mali ve mesleki yeterliliği olan firmalara özelleştirerek devir etmek ve hizmetin uluslararası boyutta verilmesini sağlamak gerekir. Bu değişiklikler ülke ticaretinin önünü açacak ve 2023 hedefinde gösterilen 1.2 trilyon USD hedefini yakalayacaktır. Bu ticaret hacmi ülkenin tüm dinamiklerini harekete geçirecek, böylece ulusal ve uluslararası taşımacılıkta önemli bir ülke haline geleceğiz.

Gümrüklerimizi elektronik ortamda tek yetkili memurla hareket eder hale getirirsek bürokrasiyi 5 kat azaltıp hız ve güven sağlarız. Gümrüklerimiz evrak çokluğu içinde boğulmaktan kurtulduklarından, gümrük vergisini tahsil etmek, gümrüksüz mal giriş-çıkışı gibi “görevleri haricindeki görevlerini” ön beyanla aşmış olacağından sistemlerimiz daha rahat çalışacaktır. Gümrüklerimize bu konuda taşıma işleri organizatörleri olarak her türlü desteği ve kargo hakkında verebileceğimiz kadar ön bilginin verilmesini sağlamalıyız ki, aynı hızlı hareketle sektöre hizmet versin.

Kısaca karar çok iyi, uygulamada geçerlilik kazanırsa süper olur.

İnanmak ve destek vermek şart

Kosta Sandalcı - Balnak Yönetim Kurulu Başkan Vekili

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın bu “değişim” girişimlerinin hakikaten takdire şayan olduğu kesin. Ancak planlanan ve programlanan “değişimin” gözlemlenen tecrübelere göre tam olarak gerçekleşmesi ve yeniliklerin sorunsuz olarak uygulanabilir olmasının da epey zaman alacağı kesindir. Senelerdir son derece katı, tutucu ve aşırı muhafazakar politika ve stratejilerle yönetilmiş olan gümrük camiasının “değişimi” ve “yenilikleri” bir günden öteki güne hazmetmesini ve kabul etmesini beklemek bana göre abesle iştigaldir. “Değişimi” en zor şekilde kabul edip ayak uydurabilen “insanoğlu” olduğuna göre gümrük camiasına mensup olan bilaistisna tüm bireylerin bu “değişimlere” inanmaları ve de destek vermeleri şarttır. Aksi takdirde geçmişte de müşahede edildiği üzere projenin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi hayal olacağı gibi buna “inanmamış” veya yeteri kadar “inandırılmamış” olanlar her zaman “açık bir kapı” yaratma peşinde koşacaklar ve sistem içinde “geçmişe” hasret duydukları için yeni küçük küçük parazit sistemler oluşturacaklardır.

Yukarıda kısaca bahsettiklerimin önüne geçilmesi bana göre şarttır. Bu da ancak başarılı eğitim çalışmaları ile mümkün olabilecektir. Planlanan yeni sistem ve değişimin altyapısının aksamalara hiç ama hiç yol açmadan tam ve yüzde yüz hazır duruma getirilmesi ayrıca önem verilmesi gereken bir konudur. Zira yine “değişime” “karşı” çıkabilecek veya ayak uyduramayacak olanlar “işte tam bu anları beklercesine” kendi parazit sistemlerini devreye derhal alacakları bana göre kesin. Son olarak en başta belirtiğim gibi tüm bu yenilikleri son derece “doğru” ve gerekli bulduğumu bir kere daha ifade etmek istiyorum. Hele hele “mükkelefler ve muhataplarla” “gümrük camiası mensupları” arasında karşılıklı güven tesis edildiği anda tüm herşeyin çok farklı olacağını düşünüyorum. Bir de tabii unutmamak gerekir ki, halen geçerli gümrük kanunu ile yönetmeliklerde bazı çok önemli düzeltme ve değişikliklerin yapılması elzemdir. Örneğin katıldığım muhtelif yurtdışı etkinliklerde karşılaştığım dünya dış ticaretinde müthiş bir oranla artmakta olan DDP bazdaki sevkiyatların “Niye Türkiye'de ithalat ayağında gümrük kanun ve yönetmeliklerine göre uygulanamıyor?” sorusuna, “İnşallah-gerekli düzeltmeler yapılırsa” diye cevap verebilecek duruma gelirim

Kaynak:UTA Lojistik