Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / TÜRK DENİZCİLİĞİNİN BİR HEDEFİ VAR MI?

TÜRK DENİZCİLİĞİNİN BİR HEDEFİ VAR MI?

TÜRK DENİZCİLİĞİNİN BİR HEDEFİ VAR MI?05.01.2012

Aklıma geldi. Nerdeyse yarım yüzyıla yakın meslek yaşamını tuzlu suyla uğraşarak geçirmiş bir TC vatandaşı olarak başlıktaki soruyu kendime sordum: Sahi, Türk ticaret denizciliğinin bir hedefi var mı?

Doğrusu öyle de düşündüm, böyle de düşündüm; yatağımda ellerimi başımın altına koydum uykusuz geceler uğruna saatlerce düşünceye daldım. Bir daldım hala düşünmeyi sürdürüyorum. Aklımdan ve gözlerimin önünden neler geçti neler!

Kendime sorduğum sorulardan bazıları şunlardı: Türk Deniz Ticaret Filosunun örneğin 2023 yılında filo kompozisyonu ne olacak? Filonun yüzde kaçı layner, yüzde kaçı tramp gemilerden oluşacak? Yaş sebze meyve satıcısı Türkiye’nin hiç soğuk taşımacısı olmayacak mı? Bir dönem Akdeniz’de söz sahibi olmuş yolcu / posta gemiciliğimiz tamamen tarihe mi gömülecek? İsviçre Türk turistlere orayı-burayı gezdirirken biz o “yüzen şehirlere” bakıp iç geçirmeyi sürdürecek miyiz? FOC konsepti Türk bayrağının itibarını liman devleti denetimi mekanizması nezdinde korumak ve beyaz bayrakta kalışı sağlamak üzere kullanılmaya devam edecek mi? Yoksa FOC konseptini özendirmek, denizlerde söz sahibi olmanın enstrümanı olarak mı kullanılacak? (Batı’nın FOC konseptini sonlandırmadığı, yaşatmayı sürdürdüğü dikkate alınırsa!)

Günümüz yükçün çağıdır. Yükçün; konteyner, barça, vagon, demiryolu şasisi, treyler, semi-treyler, palet vb değişik taşıma kaplarının / ünitelerinin genel adıdır. Yükçünlü taşıma, kapıdan-kapıya taşımalar için söz konusudur. Anadolu gibi her asal yönde transit / hinterlant üstünlüklerine sahip bir coğrafyanın kapıdan-kapıya hizmette hedefi nedir? Rotterdam, dünyada mevcut 6200 organize limanın 2000 tanesine ulaşım ağı kurabilmiş iken, coğrafya atlasında hangi ülkeler Anadolu hinterlandında yer alacaktır? 1948 Londra SOLAS’ını (Denizde Can Emniyeti Sözleşmesi’ni) 1954 yılında Denizde Can ve Mal Emniyeti Hakkında Kanun başlığıyla ulusal mevzuatına yansıtan ülkemin bürokrasisi SOLAS’ın altından çok sular akmışken 4922 Sayılı Yasanın omurgasını korumayı sürdürecek mi? Batı can emniyetiyle uğraşırken bizim “mal canın yongasıdır” diyerek SOLAS 1948’e mal güvenliğini eklememiz ne denli tutarlı?

Sorular, sorular, sorular... Ya cevapları? Hem de 2023 Türkiye’sine hedef / strateji oluşturacak şekilde!

Var mı? Ben bulamadım. Hele bir de siz düşünün bakalım. Haa, cevaplardan biri belli: Filodaki artış o bayrağın hedefi olduğunu - aman sakın yanıltmasın - göstermez. Tıpkı Türkiye’nin nüfusundaki artış gibi Eloğlu gemiyle bize konteynerle sanayi ürünlerimizi taşırken biz onun cevherini, buğdayını taşırsak eloğlu mu kârdadır, yoksa biz mi? Tıpkı simitle ve sütle beslenen iki insan arasındaki fark gibi Sütle beslenen belki çelimsizdir, ama kodu mu oturtur!

Necmettin Akten/Perşembe Rotası